GEÇMİŞTEN ANILARIMDAN KORKTUM MU Kİ ALMANYA
DOSTLARIM YILLAR YILLAR ÖNCEKİ BİR ANIMI PAYLAŞMAK İSTEDİM
Hava griydi yine bulutsuzdu gökyüzü hüzün çöktü gönlüme.
Okuyan bilir Çalı kuşu Feride’ nin Zeyni lere gelişini, nasıl üzülmüştü gönlü karamış,Zeyni babanın türbesine başını dayayıp rabbine yalvarışını yıllar önce defalarca okumuş çok büyük haz almıştın bu romandan
İşte bu gün benimde gönlüm öyle kaç gündür buralardayım unuttum zaman kavramını.
Nasıl yola çıkmış önce İstanbul’a gelişimiz iki gün kalıp bir Akşam üzeri trene binip yola çıkışımız rüya gibiydi. İki günlük yol boyunca ne çok şehirlerden geçtik.
Sıkıcı ve yorucuydu yolculuk yalnızdık bir kompartımanda.
Zorda olsa girdik Almanya ya geçmiş zaman sanırım Münih’te tren değiştirip Duisburg ka geldik
Kaynım karşıladı bizi.
İki gün onlarda kalıp Essende olan dayı kızına sürpriz yaptık şokları yaşadıklar bizi görünce
Çok mutluyduk Esseni gezdik güzel bahçeler içinde güzel bir şehirdi.Büyük mağazaları mesire yerleri ve ve bit pazarları ile iki günüde ortada geçirdik zaman akıp gidiyor.
Duisburg’a geri döndük bir günümüzü de Düsseldorf ta gezdik evet çok büyük şehirlerdi güzeldi güzel olmasına ama güneşe hasret ti bu güzel Şehirler,ah derdim güzel yurdum şimdi güneş içinde çünkü yazdı
Dedim ya zaman aşımına uğramış bir zamandı.
Günler geçiyordu ve biz Hamburg yolcusu olduk bir akşamüzeri yollar çok güzeldi otobanlardan hiç anlamadık o yollar nasıl geçti.
Hamburğ çok büyük bir şehir ve gözü yaşlı burada bir çok yer gezdik eş dost davet ediyordu.
Kiil deniz şehri ve kurtuluş bayramı var dediler götürdüler.
Çok kalabalıktı sokaklar gurup gurup toplanmış sanatçılar şarkılar söylüyor satıcılar çeşitli yiyecekler kokulardan geçilmiyor.
Her yer panayır ama yağmur hala yağıyor.
Bir gün yine bir küçük köye gitmiştik
Gündüz hep yağmurluydu gece biraz dinmişti geç vakit eve gelmek için çıktık ki gökyüzünde bir tek yıldız gördüm nasıl sevindim nasıl mutlu oldum günlerdir hiç güneş ve ay yıldız görmeden geçmişti günlerimiz.
Bir gün evin kızı sıkıldınız sizi gezdireyim deyip bindik arabaya Haburg kazan biz kepçe misali dolandık sokaklarda kumarhaneler sokağı vardı ışıl ışıl neon ışıkları içinde tabi ki o sokağa girmek yasaktı.
Ve ençok beni üzen yollarda gördüğüm kızlardı ben zavallı sordum bu kızlar ne duruyor buralarda yarı çıplak durakta yok ki araba beklesin güldüler halime onların bekledikleri başka diye.
Biraz geç düşmüştü benim jetonum.
Şimdi bu güzel Yurdum dada görülüyor yollarda böyleleri.
Dolaşırken bir Tunel’e girdik üç şeritliydi iki gidiş tek dönüş epeyce yol aldık Aysun Ayşe teyzem üzerimiz Deniz deyince ben biraz ürktüm ne diye tepki gösterdim evet dedi denizin altından gidiyoruz korkum uzun sürmedi olsun yalnız değilim dedim eşim güldü korktun dedi yok ilk önceki tepkiydi şimdi geçti
O günü hiç unutamadım çok tuneller den geçmiştim ama dağlardı geçtiğim yerler deniz deyince bir başkaydı bunu da yaşadım gurbette
On altı gün sürmüştü Almanya maceram hastanelerini gördüm çiçek seralarını minyatür çiçekleri ilk orada görmüştüm şimdi burada yetişiyor artık
Bir gün eve gelen misafir nasıl dedi çok güzel değil mi burası evet güzel dedim
Ya burada gördüklerini Türkiye de göremezsin deyince tepem attı bir köyden gitmiş bir şey bir yer görmeden zavallı kendini bir şey sandı.
Yo hiçte öyle hayret etmedim sen İzmir’e gitmedin mi hiç büyük mağazalar yürüyen merdivenler orada da var . Deyince sustu konuşamadı işte köylerden gidip ne oldum delisi olanlar var kimse üzerine alınmasın.
Evet inkar edemem beni etkileyen temizliği oldu o kadar yağmur yağıyor ama bir parça çamur göremezsin. Ama kasvetli havasını sevemedim.
Evler koyu kırmızıydı nedense ağaçlarsa çok büyük ve kara yeşil gökyüzü gri ve hep gözü yaşlı özledim dedim yurdumun gülen yüzünü güneşin hiç gitmeyen sıcaklığını gece yıldızların parlaklığını ve ayın her türlüsünü hilalini dolunayını özledim güzel yurdumu.
Geri dönüşümüz arabayla olmuştu bir akşam üzeriydi yola koyulmaya hazırdık taksiyi eşim kullanacaktı
Birde ne göreyim güneş çıktı bulutların arasından inanmak zordu on altı gün hiç yüzünü görmemiştik.
Demek ara sırada olsa buralara da uğruyordu.
Benim için güzel bir anıydı,
Yolculuğumuz zorda olsa geçti yolları bilenler bilir çekilen sıkıntıları
Edirne de gümrükten çıktık artık yurduma geldik diye sevindik önce lavobaya ben gittim
Geri geldiğimde hey millet dedim artık Türkiye deyiz o ne demek dediler gidince görürsünüz pislikten geçilmiyor .
Şöyle düşündüm buraya ya yurd dışına gidenler ya da yurt dışından gelenler kullanıyor Almanya da sifonu çekmeden kapılar açılmaz ve gerçekten çok temiz ey insanlar orada nasıl kullanırsanız burada da aynı kullansanız ne olur ki demek bir yıl zorlanıyorsunuz temiz tutmak için yurda dönünce salıyorsunuz boş ver ya deyip batırıyorsunuz dedim,
Ya dostlar biz kimiz Türküz
Saygılarımla okuyan tüm dostlarıma
AYŞE KARAN
BU GEZİYE SEBEP OLAN NAZİKE CAN VE ŞÜKRÜ CAN ÇOK DEĞERLİ DOSTLARDI MEKANLARI CENNET OLSUN