Akdeniz KöyündeAkdeniz köyü çeşnili bitkilerin yamacında,kaybolunurdu içinde haziran sıcağı başlarken eylüle kadar çeşit meyva Akdeniz iklimiyle albenili alıç çiçeklenirdi,elma ağaçlarıyla bir dere soğuk mecrası bilinmezdi akardı bir bilinmez ucralara kıyısında çınarlar aşiyandı bir sincaba veya bir yaban tavşana kök gövdesi bir kızıl dereli çadırı gibi eski bahçeler yalnızlığa terk şimdi asmalardı bir kubbe selvilere sırdaş kaç kez sofralar açtı gelenler gölgelerin zenginliği temmuzda dağ meltemi pınarından su kaselerde bir içim su ziyaret edenlere,kimleriydi Akdeniz gümüş renginde zeytinlerin ufkunda ve batan güneş turuncu kocaman daire bitmek bilmeyen serüven Akdeniz köyünde defne yeşili vadide dudu sarmaşığı denizde yosun denizi gibi kapan yaban güvercinleri kanatlanırdı arı kuşları nar meyvalarını devşirirdi sacaklarda kaynardı tolga aşı çorba buharı savrulurdu koca ceviz yapraklarına dağ lalesi,çiğdem mersinlerin altında renk tayfasını tamamlardı kısa endamıyla incir meyvalarında bal damlardı pekmez şam üzümlerdendi bir başka köy bahçesinde sarı muz hevenkleri binlerce avizeydi rayihası tropikal özünde neydi! küfelere dolardı ikindiye kadar ırgatların maharetli ellerinde bazlama,gözleme,yufkada kekik karışımında taze çökelek ateş tandırda bir öğle öğündü bin dokuzaltmış senesinde bir deprem aldı o günlerin sadeliğini,saadetini o günler hayal oldu esmer yeşili içinde harebe evlerde kaybolan tarihte bir mazi tekrar etsin geçmiş yanımda dostlarla mücahit amcazademin zeytinler elindeyken bitmek bilmeyen serüven dolu akdeniz köyünde |