MUSTAFA ERTÜRK"EMEKLİ HAKİM"Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kıymetli Şair Yazar Dostum Emekli Hakim Mustafa Ertürk Beyefendinin vermiş olduğu Kişisel Biyoğrafi yada Bilgi dökümanından yola çıkarak,Kendisine böylesi bir "Mersiye" methiye Şiiri yazabildim. Lütfen kabül buyursunlar. Demiş’ki kıymetli büyüğüm;Merhaba muhterem. merhaba , selamınız başım gözüm üstüne
Size zahmet olması yanında unutulmaz bir anı değeriniz de olacaktır umarım. Madem ki bu konuda gönül ve fikir birliği sağlamışız; benden istediğiniz bilgileri mümkün oldukça sağlıklı ve özet olarak sunayım dedim. Muhterem kardeşim benin; Kimliğim: Mustafa Ertürk 1946 Rıza Fatma Divriği Avşarcık . Kökenim: Alevi Bektaşi kültürlü (Eline beline diline ve ne ararsan kendinde ara prensibi terbiyesi ve disipliniyle yoğrulmuş Allah Muhammed Ali inancı ve itikatıyla, ay yıldızlı, rengini kanımızdan alan Bayrağa, Vatanın Milletin Bütünlüğüne Laikliğe köken olarak inanmış olan bu uğurda şehitler vermiş bir ailenin fertlerinden T. C. nin vatandaşlarından biriyim. Yerleşim : Köyümüz rakımı -köy 2 bin , dağlar 3 binlerde olan bir dağ köyü. Çocukluk yıllarımda yolsuz ışıksız evler susuz Anadolu’nun aynı kaderi paylaşan binlerce köyünden bir köy Eğitim : 1938 1951 eğitmenlik eğitimi olmuş 1950 lerde okulsuz Bu duruma üzülmekte olan babamız kalem defter afabe temin etmiş bizim (üç kardeş) ilk hocamız babamız olmuştur (Eski yazı yıllarında dedesi Paşo Ağa özel hoca tutmuş 4-5 yıl oradan biliyormuş. Muhterem hocam bu tarihi ve sosyolojik olgu ayrıca yazılması gereken bir konudur.Öyleki Mübarğin 1870-80 lerde İstanbul gidip 18 köyün her köyün kendine olacağına yani Koraltanların elinden alındığı unutulmaz tarihi ferman aldığı serüveni ve 1880 lerde köy gurubu müdürlüğü aşar vergisi sorumlusu vb olduğu ; kabilesinin hala Paşo Ağalar olarak anıldığı: gerekirse bilimsel olarak araştırılıp belgelendirilmesi gerekiyor. Araştırmacılara işte konu duyurulur. Yani Ağa torunu züğürt oğlu yıllarımdır çocukluk yıllarımız. Yine de köyün her yönüyle en seçkin hatırı sayılır, sözü geçer ailesiydi o yıllar. Neyse! İşte dedesinin tutmuş olduğu hocanın son zamanlarından öğrendiklerini, yeni eğitime çevirip bize öğretiyordu kendi değimiyle belletiyordu. ’M’ için mim ’n’ için nun vs. Anam ’Zeki böyle demiyor herif’ deyip müdahale edince alınır: ’ senin aklın ermez deli karı senin de Zeki ’nin de der çıkışır gibi yapar aslında anamıza cilveyi rabbani de bulunduğunu ses tonundan anlardık. Hocamız günleri ayları mevsimleri daha neler belletiyordu. Kur’ani duaları bildiği kadarıyla ayetleri vs. anlatır ve her perşembe akşamı abdestini alır kur’an okurdu.Ah o okuul ev okulu olsa yine öğrencisi olmak isterdim. Anam komşu köyün soylu Bağcılar ailesinden olup çok osmanlı bir kadındı. Çok güzel masallar anlatırdı İnançlı itikatlı hatır naz, ne bileyim, iki köyüm Fatiş halası Pirik ebesiydi , hala öyle anılır öyle bilinir (1904 - 1991 Osmanlı kızı Cumhuriyet gelini anam.) İşte çocukluğumda unutamadığım anılardan kısadan hisse bir kesit. Köyde Sağlık : 1952-53 yıllarının kış aylarında köyde salgın boğmaca ve kızamıktan 20- 25 ten 40-50 çocuk öldü, ben de direkten dönenlerdenim. Değirmen anısı: 1956 güz aylarında 5-6 merkebe çuvallarla buğday yüklenip 6-7 saatlik Venk Köyü Değirmenine gitmiştik, akşama doğru varmıştık. Nöbet varmış bize sıra yarı gelirmiş. Yükler indirildi . Bir şeyler yedik, ben merkeplere bakar yani çoban oldum. çocuğum korkuyorum. Uzatmayayım babam hayvanları ahıra koydu beni değirmenciye emanet etti gitti. Ben biraz oyalandıysam da uyku bastı zaten yorgunum. Bir köşede gösterilen yerde sıcacık taze un çuvalları üstünde bir uyumuşum ki rüyamda bir taraftan anamın sesi , bir tarafta değirmenin ahenkli uğultusu ve hala dimağımda hissetmekte olduğum un kokusu Uyandığımda bir kadın çuvalların sahibiymiş bana kıymamış, ötede bekliyorlar. Babam gelmiş ceketinin çıkarıp üstüme örtmüş yanımda bir çuvalda oturmuş tabakasını açmış tütünden sigara büküyor. İşte unutamadığım güzel anılarımdan biri de bu olmuştur. Bu anı yaşam kesiti 20 yıla yakın sürecek okul eyitim yıllarımın başlangıcı olacağını nereden bilebilirdim. Uzatmayayım sıramız geldi işimiz görüldü Akşama doğru yola çıktık sabaha karşı köyümüze varmış olduk. Okul dönemi: Vazıldan Köyü. Babam beni değirmende bırakıp Vazıldan köyüne eski tanıdık hısımlardan Yunus gilin Faik gile misafir olur. Konu açılır Faik amca bize gelsin der anlaşırlar. tüm bunları köye döndükten sonra anamdan öğreniyoum. Bir hafta on gün sonra Divriği’de üstüm başım görüldü. Sanırım ekim ayı ortalarında güzel güneşli bir gün babam atlı ben yaya dediğim köydeyiz. Heyecanlıyım sabırsızım. Ertesi gün Faik amcanın tek oğlu Hüseyin abi öncülüğnde okula vardık. Akşamdan görüşüp konuşmuşlar. Beni bir sınava tabii tutup okutup çarpım tablosu vs. derken bilgi seviyeme göre ikinci sınıfa kaydım uygun bulundu. Böylece 10-11 yaşımda1956-57 yılında ilkokula başlamış düşe kalka sınıfları geçe kala 1974 yılı Haziranında Ankara Hukuk Fakültesinde Orta dereceyle mezun olmuş oldum. Karakız Öğretmen; ikinci sınıf seviyesinde görmüş kaydım yapılmış sevincimden uçacak gibiyim. İlk gözağrım olan hala adıyla anılarıyla unutamadığım tek öğretmenim SABAHAT YURTSEVER esmerce olduğundan köydeki adıyla KARAKIZ köyde öylesine seviliyor sayılıyordu ki hala ikimiz bir araya gelsek mutlaka ondan onunla ilgili bir anıdan söz ederiz. Bende ki özel anılardan biri bir piyeste verdiği bir rol ve daha önemlisi herkese ne olmak istediğimizi sorduğunda Kudret Subay demiş ve Kurmay Albaylıkta emekli olmuş halen İstanbul’da yaşamaktadır. Bende bazen tiyatrocu bazen yazar en çok da HAKİM dediğimi anımsıyorum. Allah’a şükürler olsun ki her üçü de kısmet olmuştur. Hocam, şimdilik bu kadar, yetmezse Ankara dönemi ve hakimlik avukatlık noterlik serüvenlerini de özetler halinde arz edebilirim. Bu hususta Sitedeki başlangıç yazılarıma da bakabilrsiniz : MESLEĞE GİRİŞ ANILARI itibarıyla. Saygılar sunarak hoşça kalınız Sn. hocam... * Not;Bu Kimliğim isimli not yazısı yayımlandığı gün günün yazısı olarak Edebiyat Defteri Sitemiz de güne seçilmiştir. Kendisini kutlarım.
MUSTAFA ERTÜRK"EMEKLİ HAKİM"
Vatana sancağa sıkıca bağlı Hiç taviz vermemiş Mustafa Ertürk Sivas Divriği’li Avşarcık köylü Kaç yıldır görmemiş Mustafa Ertürk Gurbetin yolunda sürtmüş burunu Züğürtün oğluymuş Ağa torunu Hayat sınavının geçmiş zorunu Pes edip durmamış Mustafa Ertürk Baştan koymuş hedefini önüne Geçmişine b/akmış gitmiş yönüne Değer katmış her bir yaşa gününe Sırrını sermemiş Mustafa Ertürk Bilgi donanımın fül’e katlayıp Kademe kademe engel atlayıp Ne var ise yanlış onu şutlayıp Ruhunu germemiş Mustafa Ertürk Sıkıntıyı atıp biraz bol almış Avukatlık Hakimliği kol almış Menzilinde zeka ile yol almış Ters yöne girmemiş Mustafa Ertürk Hainleri vijdan ile dişlemiş Yasalarla karar verip fişlemiş Kültür Sanat Şiir deyip işlemiş Kul hakkı dürmemiş Mustafa Ertürk Taktire şayandır gayret çabası Nur içinde yatsın Fatma Anası Allah razı olsun Rıza Babası Ejdadın kırmamış Mustafa Ertürk Resuli bir baktı merceğe sola Cana can katıyor mert olan kula Terazi uğruna baş koymuş yola Sefahat sürmemiş Mustafa Ertürk .........27.09.2022 Şiir:Resul Civcik"Ozan Resuli"Ayrancı Karaman Fotoğraf;Mustafa Ertürk Arşivi _________________________________________________ Bu Şiirim.Edebiyat Defteri Sitesi Müdavim’lerinden, Sivas İli Divriği İlçesi,Avşarcık köy sakinlerinden, Emekli Hakim,Mustafa Ertürk Abime,İthaf ediyorum. Kıymetli Kalemdaşıma,bundan sonraki ömründe, Şiir tadında,Sağlıklı Huzurlu Mutlu,bir yaşam diliyorum. Şiirimi Okuyup beğenen hislenen yorumlayan, Şiir sever Dostlarıma,Selâm ve Duâ ile Sevgiler. |