ziyaretçi
Uğrama değil, geçiyorken bahçenizin önünden,
Pembe bir toz bulutu, örtüyordu kara dumanı. Bahçıvan gereksiz seslendi: "Yabancı giremez!" Kuru sıcak bir rüzgar öteledi beni uzaklara, Dalmış giderken getirdi pembe bulutları burnuma. Kokusu kazıdı beynime, "Öylece çekip gidilmez!" Tam da varmışken önemli bir davete. Kapısı yok mudur açılmaz? Çeşmesi yok mudur ki suyu içilmez? Odası yok mudur buranın, salonu yürümekle bitmez? Bu ne biçim hanedir ki ev sahibi bir türlü görülmez? Diyordum içimden gözlerinin buğusu duvarda asılıyken. Neden sonra uşaklar kayboldu, Mor menekşeler,kırmızı güller birden zakkum oldu, Pembesi kayboldu, burnuma yanık bir is doldu. Kayıp bahçıvan birden önüme durdu. Dedi, "Bir ziyaretle bu yangın sönmez!" "Hanımefendi derin uykudadır, boşuna zile basma, işitmez!" "Yoksa mecnun musun sen, hani nereye gideceğini bilmez?" |