İlmek ilmek dokunan, el emeği göz nuru
Yahyalı halısıyla küçük bir Anadolu
Dağda yaban keçisi, suları soğuk duru
Ovası yaylasıyla küçük bir Anadolu

Öz Türkçe konuşulur elmaya alma denir
Sere serpe ovası, meyveler taze yenir
Flamingolar sultan sazlığında eğlenir
Yaprağı sarmasıyla küçük bir Anadolu

Doğallıklar vadisi, krom demir elması
Fark etmiyor güneşi en tepeden alması
Soğuk olur havası, bağda üzüm asması
Şu cennet doğasıyla küçük bir Anadolu

Hacer diye bilinir doğada post ormanı
Göknar, meşe, karaçam tonları, renk katmanı
Sedir, ardıç, gürgenin yazılır sert romanı
Irmağın akmasıyla küçük bir Anadolu

Eylülde olgunlaşır kıpkırmızı elmalar
Kızıllaştırır sapı dalındaki kalmalar
Güzelleştirir yüzü vitaminden almalar
Kiraz, dut, kayısıyla küçük bir Anadolu

Kış gelince yol vermez yücedir Aladağlar
Kapuzbaşı köyünde şelale doğal çağlar
Damla damla saçılır sanki bir gelin ağlar
Cevizi, çağlasıyla küçük bir Anadolu

Kök boyadan yapılır yöre el halıları
Halı dokur kızları kolay mı, zor halleri
Dünyada fark yaratır sarı, gri, alları
Zamantı kıyısıyla küçük bir Anadolu

Yukarıda hububat, aşağıda meyveler
Koyun kuzu meleşir, dalda sarı ayvalar
Severler misafiri, gelir çaylar kahveler
Bu ağırlamasıyla küçük bir Anadolu

Dağlarını süslemiş al al gelincikleri
Sarı papatyaları, rengarenk çicekleri
Beslenir arıları, çeşitli böcekleri
Arı uğultusuyla küçük bir Anadolu

Evliyalar şehridir, sabahı erken başlar
Bu cennet köşesinde tarihtir dağlar taşlar
Görülmemiş doğası, kekliği, öter kuşlar
Şelale çoşmasıyla küçük bir Anadolu

Yahya gazi de Seyit ali de buradadır
Ezan cami kebir’den başlar, vakit dardadır
Yahyalı ay yıldızlı bayrağın altındadır
Vatana sevdasıyla küçük bir Anadolu