Ayrılık yağmurları
Damla damla vuruyor,yüreğimin camına
Ayrılık yağmurları, bir ikindi zamanı Bakmadan geçiyorsun,içimin endamına Su birikmiş köşede, zay etmiş erguvanı Ayrılık yağmurları,bir ikindi zamanı Islatırken içimi, gülüyordun köşede Vahşi de istemişken,aşka gelip imanı Masalın cini gibi, bekliyordun şişede Islatırken içimi, gülüyordun köşede Zalimlikten öteydi,gördüğün reva bana Fazlasını istemem,hele sen de yaşa da Gör yakılmak neymiş,atıp gönül sobana Zalimlikten öteydi,gördüğün reva bana Hiç mi acıman yoktu,yağmur bile dinmişken Kurudu topraklarım,sürü vermem çobana Ay dahi bulutlandı,asumandan inmişken Hiç mi acıman yoktu,yağmur bile dinmişken Toprağın kokusuna, kapılıp gelseydin ya Sana ağuş açmıştı,dallarında sinmişken Kaf dağına uçacak,anka’ya binseydin ya Toprağın kokusuna,kapılıp gelseydin ya Yoksa ateş mi cismin, alevli ruhuna denk Arzeni dönen çarkı, önceden bilseydin ya Farklı doğardı güneş,yüzündeki o ahenk Selim Adım Not: Her kıtanın ikinci mısrası diğer kıtanın başlangıç mısrasıdır. |
Yakacaksan yak gitsin yeter figan-u zarım
Bitsin gönül dalaşım, bitsin bu azap, bu cenk
İnan ki sana değil, ben kendime kızarım.
Kalem ehlini kutluyorum zor ve ustalık isteyen bir örgü türü idi okuduğum eser, Alkışlıyorum.