Senin Adın Ayışığı
Dün gece sen yine aklıma girdiğinde
Kadıköy’ün üstündeydi O,Dünya Güzeli kentin altın madalyasıdır Göktaşları değil bağrındaki yaraların nedeni Onbinlerce yıllık tanıklığın yasıdır Korkudan arkasını dönemez bize Gelmiş geçmiş haksızlıkların sessiz tanığı Yine de ışıl ışıl doğar gecelerimize Taçlandırıp özlemin ve sevdanın tadını Sen de hep ışıldayan yüzünü gösteresin diye Ayçadan dolunaya Ayışığı koydum adını Güzel ve umursamaz bir kent bu Boşvermiş bir gece Sürüyor o anlamsız telaş O kara eğlence Bir kedi yavrusu yola fırladı birden Sarı benekli acemi şaşkın Bir fren sesi lastikler feryat figan Tam da hüznümü paylaştıracağım zaman Ancak onyedisindeler Elele tutuşmak yakışmış iki gence Kızın sol elinde bir demet gül Öğretmenine verecekmiş Atandığı uzak kente gitmeden önce Öğretmenlerimi hep sevdim bilir misin? Biz avuntularla büyürken Kara lastikli çocukları onlar okuturlardı Çırak olacaklarını bile bile Beşi bitirince Birden bir türkü yayıldı her yana Bizim oralı bu türkü Karadenizli Hüznü coşkusunda gizli Otobüs yazıhanesi önünde Patron genç adama küfür kıyamet İri yarı genç üniformalı Şoför muavini olmalı Parmağında nişan yüzüğü Ekmek parası sabrı taşmak üzere Gözleri hem kızgın hem ürkek Yaşlı bir tanık umarsız Of çekiyor La havle ve la kuvvet Diyerek Adam arabayı zar zor durdurdu,kedicik ölmedi işte Güller birbirine benzer mi? Genç kızın elindeki güllerden biri Sanki sana verdiğim gülün ikizi Seninle dinlediğimiz türkü Kadıköy’ü kapladı da Genç adam herifin suratına yumruğu oturttu ya “Yalnız bunun için sevmek isterdim seni” Özer Genç |