İSTANBULLUM
İSTANBULLUM
Nar çiçeğim, Sevdiceğim, Hani seninle geçen yılın yazında; İki dağ arasında Bir dere ağzında Göz göze gelmiştik Nar yemiştik... Bilinmedik söz gibi Yürek yakan köz gibi Narın narında üşümüştük Suyun üstünde yürümüştük... Nasıl oldu bu böyle? Ne olur bana da söyle!.. Ey benim bahtı karam Onulmaz yaram Menekşe kokuşlum İstanbullum! Kar çiçeğim, Sevdiceğim, Hani seninle geçen yılın kışında Bembeyaz bir dünyada Bir çeşme başında Göz göze gelmiştik Kar yemiştik. Buzdan damla gibi Yazdan kalma gibi Erimişti dudaklarda. Kurumuştu damaklarda. Neydi o heyecan Buzu kurutan!.. Ey benim bahtı karam Onulmaz yaram Menekşe kokuşlum İstanbullum! Bahar çiçeğim, Sevdiceğim, Hani seninle geçen yılın baharında; Bir göl kenarında Göz göze gelmiştik. En güzel mevsim, Bahar demiştik. Çiçek toplamış, Gül dermiştik. Birbirimize Gönül vermiştik. Şimdi uzaklardan bak bana, el salla; Gelip geçenlerle selâm yolla. Ey benim bahtı karam, Onulmaz yaram Menekşe kokuşlum. İstanbullum! Kemal Karapıçak |