Sılam...
Bir şafağı daha aldım,,
zaman denen canavarın toynaklarından... Ağartı düşerken yurdumun steplerine, Yine bir ah düştü gamlı yüreğe, Bir eyvah... Gın a geldi artık, Üstüne ölü toprağı serpilmiş oymaklarından... Biraz buruk, Biraz dertli, Biraz içli, Bir kaç göz yaşı kayarken yanaklarımdan... Yaldızlı konaklarda, yalnız bir ömür... en korkunç gölgeleri bile kovuverdim, içimi yakıp kavuran güneşine inat, Bir kaç sitem deyiverdim... Yeşile hasret boz dağlarım... Bilirmisiniz niçin ağlarım... Yerle yeksan nice bağlarım... Bir fidan dikmeden geçti çağlarım... Senin,, Zümrüt yeşili dağların olmadı hayatında, Olmadı mis kokulu tandırlarda pişen, Ekmegin, Gıligin, Keten, Peksimetin, Güvecte kuru fasulyen... İs duman olmadı hayatında... Bir geçeği, Bir gerçeği tadamadık ekmeğin bayatında... Sen uzun gecelere dalıp giderken her yatışında, Bu kalp... Seni düşledi sılam, Seni düşledi güneşin her batışında... Seni yaşadı bu kalp, İnan seni yaşadı her atışında... Lacivert 24 |