BİR GÜNLÜK GEZİBİR GÜNLÜK GEZİ gönül dostlarım bu gezi uzun yıllar önce olmuştu not almışım sizlerle paylaşmak istedim yıl 2010 aylardan Mart günlerden Cumartesi o günün yazdıklarım sevgiler saygılarla BİR GÜNLÜK GEZİ Aylardan mart günlerden cumartesi Aydından toplanıp bir otobüs insan çıktık yola neşe dolu sevinçli Egemizin güzel yerlerini görmek için hava loş bulutlu ama insanlar çok mutlu olunca havanın yağmurun soğuğun vız geliyor Selçuk tan geçip pamucak sahilinden yol aldık aydından çıktığımızda yağmur yoktu oysa sahilde başladı olsundu ıslanacak değildik ya Yolculuğumuz güzel geçiyordu teypten neşeli müzik geliyor kimi sohbet ediyor vaktin geçtiğini anlamıyorduk bile Şirketin ikramı olan kahvaltıyı arabada yaptık güzeldi kahvaltıda sıcacık çaylarımız ayrı keyf verdi Yolculuğumuz sahilden giderek geçiyor çok güzel köyler koylar görüyorduk Bir yanımız zeytin ağaçları ile süslenmiş dağlar ve sahil evleri badem ağaçları çiçek açmış şeftaliler aralarında ayrı güzel Yerler beyaz papatyalarla bezenmiş aralarında laleler tabiatın bayramı sanki Bir de yağmur yıkıyor bu güzelliği Deniz se sakin hiç dalgasız ufacık yakamozlar var sadece ve yağmur tanelerinin çıkardığı pırıltılar Bu güzellikler içinde yol alıyoruz yağmur camlara vuruyor tatlı bir müzik gibi ve biz dağlardan gidiyoruz Bir ara öyle bir koydan geçtik ki şaşırtıcı dağlardan akan sular sanırım denize ulaşmış olduk ça çok ve denizin rengini değiştirmiş hepimiz şaşkınlık içinde izledik bu değişik doğa olayını önce çözemedik nedir nasıldır diye ama anladık ki çamur akmış denize yinede çok güzeldi mavi sularda kahverengi oluşmuş bir adacık gibiydi Bu yöreler de yazlık evler çok ve çok da güzeller bir yanı dağ bir yanı deniz ve çok güzel villalar adını göremediğim pek çok yerleşim den geçtik Yolculuğumuz oyun oynayanlarla geçiyor neşeli millet tabi bizde tempo tutuyoruz Zaman ilerledikçe manzara değişiyor ama yine dağlar var bazen yüksek bazen tepecikler ve zeytin ağaçlar ile süslü Bir ara yağmur dindi Seferihisar a yakın bir yerde güneş açtı işte o andaki manzara bir harikaydı Güneş ışıkları ile dağlardan duman yükseliyordu bulutlar alçalmış yüksek dağların doruklarına kadar inmişti yükselen dumanlarla bulutlar birbirine sarılıp kaynaşmış Tabiatın yıkayıp temizlediği bu dağlar bulutlarla bir sevgiliyi kucaklar gibi kucaklamıştı Günün ışıkları bu manzaranın fotağrafı nı çeker gibiydi bakmaya doyamadığım bir güzellik vardı Güneşin ışıkları iyice aydınlattı papatyalar laleler tüm güzellikleri ile çıktı ortaya Yola devam ediyoruz bu güzellikleri anlatmak için ne defter yeter nede kalem nede yüreğim anlatması imkansız rabbimin kullarına ihsanı bu tabi bu güzelliğe dayanamadık arabayı durdurup papatya lale toplamaya indiler yağmur yine başlamıştı olsun du Ben çiçekleri dalında severim inmedim kıyamam koparmaya çünkü bir müddet sonra solacaklar yok ki vazo koymaya Dayanamaz toplamayın dedim se bana da getirmişler sen inmedin diye yok dedim istemem biraz sonra solacaklar kıyama Seferi hisarda mola verdik ama gezecek yeri yok hava soğuk ve yağmurlu olduğu için koyulduk yola Dağlardan gidiyor ara sıra güneşi görüyoruz ve yağmurun sesini dinlediğimiz oluyor Nihayet Karaburun dayız Dağ başında güzelce bir yerdi uzaktan büyük görmüştük dağa serpilmiş köy evleri çarşısında durdu arabamız küçük bir meydan bel ki başka yerleri de vardır Tepedeyiz gezecek yeri de yok hava soğuk yağmur atıştırıyor insan bile görünmüyor Arkadaşlar büskivi kraker yemeye başladılar ne zaman acıktınız dedim Tabi bana da verdiler yemem aç değilim dedim se elime tutuşturdular hadi ne ol cak ye diye Tam o sırada bir köpek başladı yakınımız da dolaşmaya Melek korktu aman pekte çirkinmiş dedi Bense elimdeki krakeri verdim hayvan öyle mutlu oldu ki ikinci için gözlerimin içine baktı Bir daha verdim yedikçe bir daha Aman dedi arkadaşlar biz ona ye diye verdik sen köpek besliyorsun Olsun dedim bakın ne kadar mutlu oldu Arabaya bindik her kes güldü senin köpek gitti seni uğurlamadı diye Yok dedim o arkadaşlarını çağırmaya gitti ben yedim sizde gelin yiyin diye deyin ce yine güldüler bana Tam otobüs kalktı birde baktım ki benim köpek bir kaç köpeği takmış peşine geliyor gördünüz mü dedim işte paylaşmak bu ama ne yazık ki onlara nasip olmadı çünkü yola çıkmıştık ve kimsede yiyecek kalmamıştı işte Karaburun dada anlatılacak bir anım olmuştu Yolumuz Mor dağ öğle yemeğini orada yiyeceğiz Otobüste cümbüş var her kes neşeli şarkılar söylüyor oynayanlar ne dertsiz insanlar var şu dünyada diye düşündüm gerçekten yok muydu dertleri yoksa yalancı bahar mıy dı yaşadıkları Unutmak için çalan müzik o şimdi asker canı neler ister ve kırmızı sana çok yakışıyor deyip oynayanlar Geri dönüşte de tabiatın tüm güzelliklerini izleyerek yol alıyoruz ve denizin en sakin günü sanki birileri uyuyor uyandırmasın der gibi dümdüz çarşaf misali Sessizce nefes alıyor bu güzellik içinde mor dağa geldik Bulutlar başka güzel bazen beyaz köpük köpük bazı yağmur damlatan gri bir renk Denize doğru eğmiş başını dağların dumanlı duruşu Bulutlara yaslamış başını insanı en ince yerinden vuruyor içine ilham doluyor Bulutlara dayamış başını engin dağlar Dağlar ağlıyor musun niye Duman duman yükselmiş Sevdalanmışsın bulutlara Yemyeşil yıkamış yağmur Dağları dağları Güneş vurmuş üstüne Pırıl pırıl parlıyorsun yine Eteklerinde çiçekler açmış Laleler papatyalar Baharı yaşıyorsun dağlar Dağlar mutlu mu sun Güneş doğdu diye İşte ne şiirler yazılır bu güzelliğe ne besteler yapılır ama biz gidiyoruz bu güzelliği gerilerde bırakıp Buralarda oturanlar çok şanslı ama Türkiye min her beldesi böyle ayrı güzel Her gittiğim yerde bir parça sevgi bıraktım bunca zaman bazen düşünüyorum da özlüyorum yine gitmek görmek istiyorum rabbim gösterir mi ki Saat iki gibi mor dağda lokantadayız Severek gezdik bu küçük sahil beldesini küçük diyorum büyük şehirlerin yanında bir mahalle gibi ama denizi var ya o yetiyor Yemek güzel geçti balık biraz geç geldi ama değdi doğrusu tazenin havası bir başka Güzel bir yemekten sonra koyulduk yola tok karınla oyun olmadı oturdu millet Ama Sibel canın muhteşem sesi dinletti kendin, Çok güzel yerleşim ve sahil evlerinden geçerek balık lı ovadan Karapınar dan geçip çeşmeye gidiyoruz ve rüzgar gülleri karşıladı bizi İnanamadım ben bunlar ilk bozca adada görmüştüm burada var dı ne muhteşem bir görüntü Her yerde olsalar ne çok enerji üretecekler Ala çatı dan geçiyoruz Burası da çok büyük çeşmeye bağlı sahil kenti çok güzel evler sahil ya ala çatıyı araba ile turladık içerisini de görmüş olduk Ve çeşme çok büyük sahil kenti arabadan indik dolaştık biraz sezon olmadığı için sakin ve sesiz buraları yazın görmeli zengin yer zengin yeri Sahilde marinayı gördük motorlar yatlar var dı hava soğuk üşüdük biraz sahilde bir kafe de oturduk sohbet güzeldi çaylarımızı yudumlarken Zaman akıp geçmişti Yine yollar yine yolculuk başladı çok hafif bir müzik eşliğinde sessizce ve sakin yol alıyorduk yorgundu bedenler artık hava karamıştı sesiz ce yol aldık İzmir üzerinden oldu Geri dönüş geç vakit aydına girdik herkesle vedalaşıp yeni gezmelerde buluşmak üzere diye ayrıldık Çok güzel bir gündü rabbim yenisine nasip etsin AYŞE KARAN |