DİŞİLİĞİ bekâretinde tutuşan SEVGİLi…!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 18-21 Temmuz İzmir konuk etti beni dostlar sofrasında..
19 undaki imza günü nedeni ile... ve Istanbul’ uma döndüm. Bir dost bana " İzmir’i anlat " dedi. O korkunç yangın anlarını ve tarihi güzelliklerini bir arada yaşadığım İZMİR... İşte böyle döküldü kaleme. Hemde msn de..:)))) Unutulmaz anlar yaşadım, dostlarla, dost İzmirde..Dönüşüm, hüzün, dönüşüm gözyaşıydı yanan İzmirden.... Bakalım ne kadarını yaşayacaksınız benimle...? :)))) Sürç-ü lisan ettimse İZMİR liler affede..))
Lodosta, karayelde binersin vapura
Simit paylaşırsın martılarla Boğaz da Okşarsın saçlarını, Kanlıca nın Yaslanırsın yorgun sırtında, Çamlıca’nın Dişidir İstanbul, ölümüne bilirsin, Söner fenerin mumu, Beyoğlu’nda Acıtarak /Acıyarak yaşarsın sevgilerini Gözlerinde boğulur Salacak, mavi bir gecede Güneşi emersin Sarıyer tepelerinde Ya İzmir…? Ooooffff offf gerek nefese İzmir bir çığlık ………dudakları kanatan masumluğuyla. Zil, şal ve eda ………. Tepecik çatal karalarında. Vefakâr bir dost, çatlamış göz pınarları nemli ………göğsünde uyutan Karşıyaka sında “ Keşke gitmesem, dönmesem, kalsam”ların Tutku / su sessizliği, Kordonboyu Gönül köprüsünün, akıldaki savaş alanı Dişiliği bekâretinde tutuşan sevgili, İzmir… Martılar feryatlarını eskitir Foça da Balıkçı ağlarına takılır hüznün Çekildikçe yüreğinden, düşersin İzmir’e Kan kırmızı burukluğunu, şişeler Şirince Kilise mahzenlerinde, kadehlerce. Küf kokularına sarılır yalnızlığın. Kopar halatların, çekilir geçmişin çıması Karaya oturmuş gemin, birden tenini acıtır İter yüreğin, sürükler kıvrımlarında Menderes Ve kırılırsın dalga dalga, kıyılarında Kuşadası bacalarında, tüter arzuların Martı kanadına yazarsın özlemlerini Ayaklarında çatlar, Kleros toprağı ……Emer seni milyon yıl öncesine Ve sesin yankılanır, sağır kulaklara ……İbadeti unutmuş bir tapınağın sütunlarında Tüm kâhinler, gözlerinde yıkar sevgini Sabrın sınandığı karar odasında. Birden, gece kucaklar nefesini Saçlarından süzülür yıldızlar Düşer başındaki ağustos böceği tacın Titrer İzmir, Ay’ı yırtan çığlığında Bir çift kibritin ucunda yanar yüreğin Alev olmuş nefesin, yalar gözlerini Ağaçların yeşili siyaha teslim olurken Susar yağmurlar, ağlar rüzgâr Hüzünlenirsin, Meryem’in dudağında Kanatlarının altına sığınan canlılarla Kan olur sızarsın, ağaçlardan sessizce Sevda toprağın çatlar, acının teninde İzmir yaşamaya başlar, öksüz gönlünde, ……….Sen ölürken, tutuşan İzmir de…. Neş’e... Ben Istanbul’ da gönlüm İzmir’de |