Defolumuz Bol Bizim...Fitne-fesat zengini, akıl-izan fakiri, İnsanlıktan bîhaber olanımız bol bizim… Kalbi ilme, bilgiye kapatmış kafa kiri, İlim-irfan güneşi solanımız bol bizim... . Ne Allah’tan çekinir, ne de kuldan utanır. Avantayı, çıkarı üç günlük yoldan tanır... Yolsuzluğu-rüşveti, havadan, gölden sanır, Namazı öylesine kılanımız bol bizim… . Yalancılık marifet, yalakalık meziyet, Menfaati gözetir aldığı her vaziyet… Münafıkça ameller imanlara eziyet, Arsızlığı mertebe bilenimiz bol bizim… . Rızık olur zalime, mazlumun alın teri, Kimin umurundaki, günah-sevap defteri. Kalmaz şeytan askersiz, devri Âdem’den beri, Garibanı kaz gibi yolanımız bol bizim… . Biçareler bir ömür, bin bir elemle inler, Çünkü arzuhâlini kendi der, kendi dinler. Istırapla-kederle, yıllara uzar günler, Bîçareye bigâne kalanımız bol bizim… . Unutalı çok oldu, edep denen erdemi, Kazık yontmakla geçer, ömrümüzün her demi… Bilmem, adalet yalnız, o dönülmez yerde mi, “Gemileri” haramla dolanımız bol bizim… . Genç yaşlarda başlanır entrikada talime, Laf cambazı cahiller söz bırakmaz âlime… Garibanın kaderi, boyun eğmek zalime, İlhamını iblisten alanımız bol bizim… . Burada olup-biten, el gözüyle görülür, Muhataba sorular, el sözüyle sorulur… El kalbiyle sevilir, el kalbiyle yerilir, Canı tenden çıkmadan ölenimiz bol bizim… . Önce kafalardaki beyinleri alırlar, Sonra da ahmaklaşan kula rehber olurlar… İnsanı “koyun” yapan “dini” iyi bilirler, Hak yolunda “yolunu” bulanımız bol bizim… . Veli BOSTANCI (Ankara, 2019) |