E F E N D İDediler burası devlet kapısı. Burada oturur Niksar savcısı Yüreğime oturdu hapis sancısı. Maruzatımı kabul et efendi. Kuşun uçmadığı yerde doğmuşuz. Bir dilim ekmeği zar zor bulmuşuz. Yoksulluktan hep kaçakçı olmuşuz. Maruzatımı kabul et efendi. Dağları aşarak geldim buraya; Postallarımi çıkartın, kapıya; Saygım sonsuzdur bağımsız yargıya; Maruzatımı kabul et efendi. Aslında kanunlardan çok korkarız. Devlet memurunu sevip sayarız. Birde ceza alırsak ne yaparız? Maruzatımı kabul et efendi. Köylerde mektep,medrese görmedik. Okuma,yazma nedir hiç bilmedik? Medeniyetin yanından geçmedik. Maruzatımı kabul et efendi. Bizler aşığız yemyeşil ormana. Ormanlar huzur veriyor insana. Fırsat vermeyiz ormanı yakana. Maruzatımı kabul et efendi. Köylü asırlardır fakir,gureba. Çoktan olmuşlar ağaya maraba. Yıllardır muhtaçlar fisil soğana. Maruzatımı kabul et efendi. Köylünün tarlası bölük pörçüktür. Arazinin verimi çok düşüktür. Dağlarda geçim ormana dönüktür. Maruzatımı kabul et efendi. Bakma öyle elimdeki nasıra. Onlar tomruklardan bana hatıra. Bu eller çok tomruk sardı katıra. Maruzatımı kabul et efendi. İnsan duramaz yemeden içmeden; Yapamazdık kaçakçılık etmeden; Davamız sürüyor geçen seneden Maruzatımı kabul et efendi. Mahkemeye gide gele yorulduk. Kararın çoğunda suçlu bulunduk. Vallahi hapise bile konulduk Maruzatımı kabul et efendi. Orman kesene ceza verilsin. Orman köylüsünün derdi bilinsin. Bu sefer hafif cezalar silinsin. Maruzatımı kabul et efendi. Düzgün işim olsa,bu iş yapılmaz. Sefil vücudum bu kadar yıpranmaz. Orman köylüsü ormansız yaşamaz. Maruzatımı kabul et efendi. Necmi Özyurt |