İklim-i Miraç
Hükm olunca tecelli Habibine vuslata;
Olmaz denilen olur, Esrar-ı Hak bilinir; Yazılmışsa Harem’den Aksa’ya yol ruhsata; Yıldırımdan da hızlı Burak ile gelinir. Bekler kutlu yolcuyu enbiyanın tamamı; Tasavvur aciz kalır böyle bir ihtişamı; Yüz yirmi binden fazla peygamberim İmamı; Ardında saf tutmanın gururuyla gülünür. Cibril ile girdikçe deryaların içine ; Adem, Yahya ve Yusuf, selam verir üçüne; İdris’, Harun, ve Musa gıpta eder göçüne; İbrahim Atasıyla göz yaşları silinir. Sidretü’l-münteha’da geldi firak zamanı; Ondan sonra başladı Habibin imtihanı; Bütün görkemi ile görmek için Cananı; İlahi güzergahta Huşu ile yelinir. Ne muhteşem bir an ki, aşık, maşuk yan yana; “Ettehiyyat-ı Lillah” yayılır asumana; Ümmetini dileyen Ehl-i Şah-ı İmana; Melekler aleminden selam nida olunur. Lütfeyledi Yaradan Kulu istedi diye; Beş vakit namazına elli vakit hediye; Sayısız armağanlar alıp, döndü geriye; Böyle büyük himmetler başka kimde bulunur. Mucize bir zamanda gerçekleşen ziyafet; Miracı anlatmaya kelam etmez kifayet; Alemler ayan oldu, geri geldi nihayet; İslamiyyet havası Miraç ile solunur. Osman Bölükbaşı Dara |