Olta
Parça parça kayalıklara oturmuşum,
Karanlık, Tabak çanak sesleri tarafından yutulmuşum, Dalgaların rengi değişiyor, Buruk ve şahsi kavgalarım gelişiyor, Kaygılarım da öyle, İnsanlara azalan saygılarım da. Altımda garip bir pantolon, Ayaklarımda boyalı iskarpinler, Maskeli bir balodan çıkıp gelmişim gibi, Ya da bir yemeği terk etmişim öfkeyle. Gevşetilmiş bir kravat, Kumaş bir ceket, Üstüne yağmurluk geçirmişim gibi, İçim yağmur geçirmiş gibi... Sallıyorum oltayı Ve bilmiyorum balık tutmayı, Saçlarım ağarmış, Yüzüm kırışmış, Beni bekleyen birkaç kediye selam verebiliyorum ancak, Ürperiyorum arada, Anlamsız bir rüzgar, Ve patavatsız bir yaz! Havalar bir acayip, insanlar gibi, Sabrediyorum; Aklımı mı kaybediyorum denize bakarken, Hafızam mı siliniyor kıyılarımdan, Ayaklarımda hayalî iskarpinler, Yağmurluğumun altında sade bir gömlek, Yamacımdan uçup giden misinalar, Rastgele bir yerden kovulmuşum gibi. |