BİR ÇİFT GÖZ
Günlerden pazartesi güneş tepemizde sicakğını
hissettiriyordu zannedersem öyle saatleriydi, Elimde sigaram dalmışım öylesine Kendinden geçmişçeşine. İnsanlar gelip geçiyordu, Öyle dalmışım ki sanki gözlerime perde çekilmiş gibiydi. Taki,bir çift gözün güneşe ayna tutmusçasına gözlerime yansıdığını görene kadar, Tam o an ilkildim, ilkildim amma kalbim hızlıca atmaya başladı gözlerimi gözlerinden alamıyordum, mırıldanmaya başladım, Ne güzel bir çift göz dedim kendi kendime, insanın baktıkça bakası geliyor daha önce hiç görmemiştim böylesine güzel bakışlı göz, O bir çift kara kaşın altındaki kara kipriklerin içerisine gizlenmiş, kara gözlerinde beni bana yansitircasina bakıyordu, hem bakıyor, hem yürüyor, uzaklaşıyordu yanımdan. sanki ipekten kaplanmış kaldırımların kenarında, Parlayarak sessizce. Artık unutamam o gözlerini giydiğin elbiseni taktığın şalının şekliinden Tanırım tanırım seni gözün gördüğü uçtan bile, Bir birine karıştı duygularım kendimi aramaya başladım. Bir hal oldu bana. o bir çift göz uzaklaşırken yanımdan Dalgınlığımıda aldı götürdü ardı sıra,hüznü bıraktı yüreğime. Bir an koşasım geldi peşinden seslenmek geldi içimden Geldi ama aramızda surlar, sınırlar, setler, vardı vardıki, Surlar kalelerden sınırlar ülke sınırlarından Setlerse ay dan görünen çin settinden daha büyüktü, Baka kaldım öylece yutkunarak peşinden, Sancı düştü yüreğime bir merhaba diyip adını bile soramadım, Her gün aynı yerden geçermi bilmiyorum, Beklesem gelirmi aynı zamanda aynı anda,aynı yerde İlk baharın kışın bitişini beklediği gibi beklesem Suskunluğum da durgunluğum da gelir’mi, Bir daha parlarmı yine gözlerime gözlerinin ışığı, yine yansıtır mı bana beni..? |
Göz, ağzı dili yoktur ama bir bakışıyla söyler bin söz