AŞK NASIL BAŞLAR !
Leyla varmış başında, aşka giden yolların.
Önce onun ardından, koşmakla başlarmış aşk. Yürek kıpırtıları, harmanlayan yellerin. Esintisini duyup, coşmakla başlarmış aşk. Gecenin tarlasından, yıldızları biçerken. Meltemler ılık ılık, nefesleri içerken. Leyla(k) kokan bir evin, tam önünden geçerken. Boşken aniden dolup, taşmakla başlarmış aşk. Gözlerden yağmurların, nadir atıştırdığı. Bir kalbe gizli gizli, haber yetiştirdiği. Yeni yetme çocuğun, ele tutuşturduğu. Bir tutam saç düğümlü, yaşmakla başlarmış aşk Soyu sopu milleti, inanç ve dinindeki. Hep saplanıp kalınan, yaşanmış dünündeki. Hayâllerle süslenen, vuslatın önündeki. Aşılmaz engelleri, aşmakla başlarmış aşk. Özlemini anlatan, şiirler düzmek için. Gönüldeki posayı, ayırıp süzmek için. Sahil günbatımında, adını yazmak için. Bir çomakla kumları, eşmekle başlarmış aşk. Bir bir çatladığında, mantık hattında faylar. Bir çoban ateşinde, yalnız içilen çaylar. Görmeden geçirilen, saatler,günler, aylar. Hançer olup da bağrı, deştiğinde başlarmış aşk. Darağaçlarındaki ipin boğamadığı. Kendi elinden başka, elin değemediği. Fırtınalara gebe, yelin eğemediği. Dik duran başlar öne, düştüğünde başlarmış aşk. (Onuncuköylü) |