Arife Mektup
Nihayet bir bayrama eriştirdi yaradan
Sensiz bütün bayramlar buruk geçiyor oğul Sensiz nice bayramlar geçti gitti sıradan Sensiz bütün bayramlar buruk geçiyor oğul Hangi bayramdı gittin aradan yıllar geçti Sensiz geçen her bayram sinede yara açtı Her biri bu yüreği kaç defa deldi geçti Su yerine dudaklar Ağu içiyor oğul Bizden olanlar vurdu sırtımızdan hançeri Vuranlar el olsaydı kapanırdı defteri Hüseyni ker belaya götüren kader yeli Bizi de aynı yöne sürüp götürdü oğul Susadı dudaklarım necefin çöllerinde Ker belayı yaşadım kendi öz ellerimde Mervan öyle vurdu ki kan doldu ellerime Yanaklarım yaş değil kanla ıslandı oğul Süzülür gözlerimden yaş yerine kan seli Kaç yıl geçti aradan kapanmaz yara yeri Yara derin yürekte şirpençe çıban yeri Acıyı bilmeyenler gülüp geçiyor oğul Ne sadık bir dost kalmış ne vefakar arkadaş At koşturur meydanda zulüm riya başa baş Acılar yüreğimde ne sır kaldı ne sırdaş Derdimi satırlara döker dururum oğul. Beklediğim bayramlar, hepsi mazide kaldı Esen zulüm yelleri, bizden neleri aldı Özledim bayramları, gönül maziye daldı Yine de ümit varım, kime ne derim oğul. Gayreti haktan bilmek müminin hasletidir Ne gelirse haktandır, kul sade sebebidir Bir işe sebep olan tıpkı yapan gibidir Zalime kul olmadan hakka giderim oğul. Fırtınalar; surlardan gedik açtık desinler O öfke ve o kin ile essinler gürlesinler Nuru Huda’nın nuru er, geç tecelli eder Rabbimize duamız, ümit ederim oğul |