Yirmi Üç Nisan...
"Yurttaşlık" şuuruyla yaşayan herkesin "Ulusal Egemenlik Bayramını" kutlarım...
Yirmi Üç Nisan... . Tarihin soldurduğu Osmanlı çınarına, Bin ümitle yapılan aşı yirmi üç Nisan... Milletimin, hürriyet namusuna, arına, Göz dikene çatılan kaşı yirmi üç Nisan... . Yunan’ın umudunu Sakarya’da solduran, Sonra, katıp önüne Akdeniz’e dolduran... “Bu dünyada imkansız” denileni olduran, Vatana adanmışlık işi yirmi üç Nisan... . Delinen tacı, tahtı kutsallarla yamayıp, Halkı dinle avutmak hem riyadır, hem ayıp... “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin” deyip, Ata’nın Saltanatı tuşu yirmi üç Nisan... . “Ya istiklal, ya ölüm”, bağımsızlık yemini, “En gerçek rehber ilim”, yön ve yöntem temini... Canla, başla el ele iş tutmanın zemini, Cumhuriyetin temel taşı yirmi üç Nisan... . Zamanın idrakini satır, satır tarayan, Bulmak için ne varsa kurtuluşa yarayan... Çıkışı ortak aklın ışığında arayan, Sahi vicdan ehlinin düşü yirmi üç Nisan... . Eğitim, cehaletin kalesini yıkacak... Üretim, sefaletin boğazını sıkacak... Er ya da geç mutlaka mutluluğa çıkacak, Çağdaşlaşma yolunun başı yirmi üç Nisan... . Lakin iltifat bulur “kurucuya” sataşan, Yandaş sa haklı olur haddi, hududu aşan... Yani, nahoş duruma bakınca gözden taşan, Yarım kalmış bir sevinç yaşı yirmi üç Nisan... . Veli BOSTANCI (Ankara, 23 Nisan 2020) |
Evet. Esas mesele bu!
Gerisi şiirde saklı...
Saygılarımla...