Kutlu DoğumŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dünyanın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı rahmet Peygamberi efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V)’’in hayatta yer yüzünde yaşadığı yıllar içerisinde gösterdiği sayısız mucizeler olduğu gibi Efendimizin dünyaya teşrif ettiği gece de bazı mucizeler gerçekleşti. Son peygamberin geldiğini belli eden mucizeler nedir? Yeryüzünde nerelerde gerçekleşti? Detaylar haberimizde.
Trend 02 Temmuz 2019 14:00:00 Dünyanın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı rahmet Peygamberi efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V)’in hayatta yer yüzünde yaşadığı yıllar içerisinde gösterdiği sayısız mucizeler olduğu gibi Efendimizin dünyaya teşrif ettiği gece de bazı mucizeler gerçekleşti. Son peygamberin geldiğini belli eden mucizeler nedir? Yeryüzünde nerelerde gerçekleşti? Detaylar haberimizde. Cenab-ı Allah bir kudsi hadiste "Sen olmasaydın ya Muhammed alemleri yaratmazdım" buyuruyor. Bundan anlaşılıyor ki Yüce Allah tüm varlığı peygamberimizin yüzü suyu hürmetine yaratmış ona habibim demiş ve cennetin kapısına kendi adıyla birlikte Muhammed adını yazdırmıştır. Tüm kâinatın sevgilisi, rahmet peygamberi efendimiz hazreti Âdemden itibaren tüm peygamberler tarafından geleceği müjdelenen büyük kurtarıcı, insanlığı felaha kavuşturan kişidir. Elbette insanlığın yaratılışından itibaren gelmesi beklenen Habibullah’ın dünyaya gelişi, teşrif edişi de büyük mucizeler eşliğinde olmuştur. Rebiulevvel ayının on ikinci Pazartesi günü, tan yeri ağarırken, miladi 571 yılında Mekke de dünyaya gelen efendimizin dünyaya teşrifleri sırasında meydana gelen mucizelerden bazıları şunlardır: 1) Teşrif Ettikleri Gece Bir Yıldız Doğdu Yahudiler arasında birçok âlim vardı. Bunlar, kitaplarında Allah Resûlünün geleceğini görüp, öğrenmişlerdi. Yıldızlardan hüküm çıkarmada da usta sayılırlardı. Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudî âlimler bu yıldızdan Ahir zaman Peygamberinin dünyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı. Peygamberimizin meşhur şâiri Hassan bin Sâbit (r.a.) bu hususu şöyle anlatmıştır: "Ben sekiz yaşlarında var veya yoktum. Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudî’nin biri ’Hey Yahudîler!’ diye çığlık atarak koşuyordu. Yahudîler, ’Ne var, ne yırtınıyorsun?’ diyerek adamın başına üşüştüler. Yahudî şöyle haykırıyordu: "’Haberiniz olsun, Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu. Ahmed bu gece dünyaya geldi."’ 2) Medâyin’deki Kisrâ Sarayından On Dört Burç Çatırdayarak Yıkıldı Kâinatın Efendisinin doğduğu geceydi... Saatler, doğum anlarını gösteriyordu. Derin bir uykuya dalan Medâyin şehri korkunç bir çatırdı ve gürültü sesiyle uyandı. Hükümdarla birlikte halk da heyecan içinde yataklarından fırladı. Manzara korkunçtu ve telaş verici idi. Hükümdar Sarayının o sapa sağlam burçlarından on dördü çatırdayarak yıkılıvermişti. Geceyi korkular içinde geçiren Kisrâ sabaha çıkar çıkmaz memleketinin dinî reislerini derhal bir toplantıya çağırdı. Toplantıda, cereyan eden hâdisenin neyin nesi olduğunu görüşeceklerdi. Bu sırada toplantıda bulunan İran başkadısı Mûbezan söz alarak gördüğü bir rüyâyı anlattı: "Gördüm ki yüzlerce kükremiş deve, önlerine şaha kalkmış Arap atları olduğu halde Dicle suyunu geçti ve İran topraklarına yayıldılar." 3) Kâbe’nin İçini Karanlık Ve Kirlere Boğan Putların pek çoğu baş aşağı yıkıldı: Kureyş müşrikleri, yeryüzünde Allah’ın evi olan Kâbe’yi putlarla karanlıklara boğmuşlardı. Ne var ki, henüz Tevhid temsilcisi Resûl-i Kibriyânın dünyaya gözlerini açması karşısında bile, çoğu yerlerine kurşun ile perçinlenmiş bu putlar, hâdisenin azametine dayanamayarak yerlere yıkılıverdiler. Bu hâdisenin ifâde ettiği mânâ büyüktü: Dünyaya teşrif eden bu peygamberimiz, kendisine verilecek vazife gereği kapkaranlık şirk inancını ortadan kaldıracak, Tevhid inancını bayraklaştıracaktır. Ki bu vaad gerçek oldu Resûl-i Zîşan, kısa zamanda Kâbe’yi cansız putlardan temizlediği gibi, gönüllerdeki putları da İslâm îmânı ile yok ediverdi. 4) İstahrabat’ta Bin Seneden Beri Yanmakta Olan Mecûsîlerin Kocaman Ateş Yığınları Bir Anda Sönüverdi Mecûsiler bu ateş yığınını kendilerine ilâh kabul etmişlerdi. Efendimizin dünyaya teşrifleri ile birlikte bu kocaman ateş, sanki okyanusların istilâsına uğramış basit bir ateşmiş gibi sönüverdi.Demek ki, gelen zât, putperestlik gibi, ateşperestliği de bir çırpıda ortadan kaldıracak ve yeryüzünü Tevhid meş’alesiyle aydınlatacaktı. 5) Takdis Edilen Meşhur Sâve (Taberiyye) Gölü Bir Anda Kuruyuverdi. Bu da, gelen zâtın, doğan kişinin Allah’ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini yasaklayacağının ifâdesi idi. 6) Semâve Vadisi Taşan Seller Altında Kalıp, Suya Gark Oldu. Resûl-i Kibriya Efendimizin dünyaya gözlerini açtıkları geceydi. Taşan seller Semâve Vadisi ve Semâve şehrini sular altında bıraktı. Şehir halkı, dehşet içinde kalarak, çareyi dağlara ve tepelere sığınmakta buldu. Sonra da bir mektup yazarak durumu Kisrâ’ya bildirdiler ve kendisinden yiyecek ve içecek yardımı istediler. 7 ) Gök Kubbeden Salkım Salkım Yıldızlar Döküldü: Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri gecesinde hazan yaprağı gibi gök kubbeden yıldızlar döküldü. Bu hâdise de şuna işâret ediyordu: Bundan böyle şeytan ve cinlerin gökten haber almaları son bulmuştur. "Madem Resûl-i Ekrem Aleyhisselâtü Vesselâm vahiy ile dünyaya çıktı, elbette yarım yamalak ve yalanlar ile karışık, kâhinlerin ve gâipten haber verenlerin ve cinlerin ihbarâtına (haberlerine) set çekmek lâzımdır ki, vahye bir şüphe irâs etmesinler ve vahye benzemesin. Evet, bi’setten evvel kâhinlik çoktu. Kur’ân, nazil olduktan sonra onlara son verildi. Hattâ çok kâhinler îmâna geldiler. Çünkü daha cinler tâifesinden olan muhbirlerini bulamadılar." O âna kadar görülmemiş bu hâdiselerin Resûl-i Ekremin doğumu sırasında meydana gelmeleri elbette tesadüf değildi. Bütün bunlar Âhir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed’in (a.s.m.) zuhurunu haber veriyorlardı. .
,
Rebuevvel ayının yirminci gün seheri Kainata yepyeni bir nuru cihan geldi Alem secdeye düştü ağarırken tan yeri Umutsuz bedenlere nihayeti can geldi. Yere kapandı birden kisraların sarayı Nuru sardı yer ve gök bütün arşı, alayı Taze bir ümit sardı sis bürüyen dünyayı. Alemlere rahmet Muhammet Mustafa geldi Mekke nur ile doldu, Kâbe bir başka güzel Çölleri güller sardı, huzur esti tatlı yel Yetimler efendisi doğdu güzelden güzel Ahmet’i Mahmut’u Muhammet Mustafa geldi. Doğumuna işaret nice olaylar oldu Senelerdir sönmeyen Mecusi ateş söndü Yetimlerin gülmeyen solgun yüzleri güldü Alemlere rahmet Hazreti Muhammet geldi. Son nebi son peygamber gönüllerin sultanı Doğumuyla sevindirdi bu alemi cihanı Yetimlerin efendisi, insanlığın İmamı Ahmet’i Mahmut’u Muhammet Mustafa geldi |
Allah Peygamber aşkı vardı,
ders vefa vardı,
sevgi ve özlem vardı,
çok acıklı ve akıcı, anlamlıydı,kutluyorum Üstadem
Dua ve selamlarımla.