ŞAİRE VE ŞİİRE DAİR
ŞAİRE VE ŞİİRE DAİR
Dr. Sadık Özen Bir kitap yazmış şairin biri; “Bırak da şiiri şairler yazsın” bu kitabının ismi. Bakalım bu görüş ne kadar gerçek; Onu bırakalım da bir tarafa, Önce şiirin ne demek olduğunu Şöyle bir anlatalım bu şairimize. Şiir insanların içindeki duygu selidir. Coşkuyla akan nehirler gibidir. Ölçüsüz ve içli duygularla doludur kalbi, Sanki aşk ve vefanın sihirli sesidir sözleri. Sözcükler su gibi akıp gelir içinden İşte buna şiir denir, yazana da şair. Hissedileni dile getirmek ve yazmak şairin işidir Ve şairlik hiç kimsenin tekelinde değildir. Anladık sen büyük şairsin, üstatsın. Seni içtenlikle beğenir ve severim. On parmağında on hünerin var. Nükteler yapar, espriler patlatırsın İstersen kalkıp oynar, göbek atarsın, Herkesi güldürüp, eğlendirirsin Bunlar Allah vergisi yeteneklerdir. Yeteneklerinle övünebilirsin. Ama. “Bırak da şiiri şairler yazsın” derken, Amacın ne hiç düşündün mü be üstat ? Kalplere kilit vurmak mı istiyorsun sen, Yoksa şiir yazanlarının kalemlerini Ellerinden alıp kırmak mı? Buna gücün yetebilir mi sanıyorsun? Yapamayacağını sen de biliyorsun, Sanırım bu sözleri kibrinden söylemiş olmalısın. O kadar çok çeşidi var ki şiirin; Lirik, Epik, Didaktik, Pastoral, Satirik, Dramatik, Tirajedik, Komik. Divan ve Tasavvuf şiirleri gibi mistik. Destanlar, Ağıtlar, Hece şiiri, Serbest şiir Bir de Heccap Şairlerin yazdıkları Hicivler. İnsafsızdır onlar, acımasızdırlar, İğne yerine çuvaldız batırırlar. Özetle, şiirler Aruzdan başlar serbestte biter. Bir de tüm bunların ötesinde; Halk şairlerimizin yazdıkları Doğaçlama, taşlama ve atışmalar var. Edebiyatın en güzel türüdür şiirler, İnsanları bazen mutlu eder güldürür, eğlendirirler. Bazen de duygu seline dönüşür içten gelenler, Geçmişteki acıları gönüllere taşır, Okuyanlara gözyaşı döktürürler. Öyle çok ki bunun yaşanan örnekleri; Hiçbir kalıba sığmaz ve sığdırılamaz Şiir dedikleri… Örneğin Milli Şairimiz Mehmet Akif’in yazdığı, Damarlarımızdaki kanımıza işlemiş Dünyanın sonuna kadar okunacak Ölümsüz eseri “İstiklal Marşımız” Ve de Koca Veysel’in yazdığı, Her dinleyişte ağlatan “Atatürk’e Ağıt” gibi. Yunus’u, Tapduk Emre’yi, Karacaoğlan’ı ve diğerlerini İşte tam da buraya eklemeli. Büyük birer filozoftur onlar, Söyledikleri asırlar boyunca unutulmazlar… Şair ve şiir deyince ilk akla gelenler; Nazım Hikmet, Can Yücel, Sabahattin Ali’ler. Bunlar, ulusumuzun onur kaynakları üstatlarımız. Merak ediyorum doğrusu; Sağ olsalardı ve burada yazılanları okusalardı, Acaba konuyla ne derlerdi? Çünkü çok önemlidir görüşleri Kalıplara da sığdırılamaz şiirleri. Ustaca eleştirir, ilham verirler, İnsanlara doğruyu gösterirlerdi. Togo’nun tarih olmuş unutulmaz şiiri, “Kral, eşek ve ben sabaha sağ çıkmayacağız Kral can sıkıntısında, eşek açlıktan, bense aşk ateşinden” diyen ölümsüz eseri Ve de; “Rakı şişesinde balık olsam” diyen Kulakların çınlasın İlahi Orhan Veli !... İnsafla düşünelim şimdi, Hiç bu şiirler bir kalıba girer mi? Şairlere gelince; kolay değil şair olmak; Öncelikle hassas ve duygulu, Alçakgönüllü, özverili, içi sevgiyle dolu, Kendisine ve karşısındakilere saygılı, Fikir özgürlüğüne inanmış, Bencillikten uzak, hoşgörülü, Toplumcu ve paylaşımcı Ve de işte böyle bir kişiliğin sahibi olmalı Şair denen kişi. 18 Nisan 2022 / Antalya |
kimseyi eleştirecek durumda değilim ben kim oluyorum ki eleştireyim kimse alınmasın çok sağ olun her şey gönlünüzce olsun sağlıkla kalın iyi geceler diler sonsuz saygılar sunarım...