HANİ SEVDA EHLİ İDİK
HANİ SEVDA EHLİ İDİK
Aşk’ın tatlı sofrasına gönlümüzü katık edip, Hani sevda ehli idik iki satır yazmıyoruz. Beraberce kâinatın en yüksek yerine gidip, Bir çift göz’ün arkasında yıldızları gezmiyoruz. Kâh yelkovanlar misali ordan ora savrulurken, Kâh içmeden sarhoş olup sağa sola devrilirken, Kâh Ağustos sıcağında yüreğimiz kavrulurken, Kâh Şubatın ayazında kapısında sızmıyoruz. Yürümeyi unuttuk mu onca çetrefilli yolu? Acep neden dermiyoruz gönlümüzde açan gülü? Sevda bir matematikse toplamalı çıkarmalı, Aşk’ın bir çok bilinmezli denklemini çözmüyoruz. Mecnunca bir tutku ile kendimizi çöle vurup, Her serabın ortasında O’nun gözlerini görüp, Gönül kuşu geçer diye yıldızları yola serip, Güneşten ışık toplayıp sevda resmi çizmiyoruz. Neden denizin üstüne sevgi sözleri yazmadık? Neden hasretliğe inat vuslat yolunda gezmedik? Neden her gün kapısında delicesine sızmadık? Neden Firak yılanı’nın kafasını ezmiyoruz? Sürünerek bile olsa çıksaydık dağın üstüne, Umutları kement edip atsaydık göğün üstüne, Bulutlardan yağmur sağıp ipek ipliğin üstüne, Damlalardan boncuk yapıp saçlarına dizmiyoruz. Karakıştan vurgun yiyip çiçek açmasa da dallar, Ah çektikçe birer birer saçları dökse de yıllar, İmkânsızlığa çıksa da girdiğimiz bütün yollar, Ervani’yim sevgimizi kalbimizde süzmüyoruz. İhsan ŞOLA(Ervani) |