Anlatsam anlar mısınız
Bir yağmur kokusu, bilmiyorum anlatsam anlar mısınız...
Gökyüzünden salına salına dans edercesine, teğet geçti insanı. Öyle bir rahmetti ki bize bahşedilen ancak hiç kadir kıymet bilmedik... Kadınlar, çocuklar, hayvanlar, insanlık aslında bunlar birer birer Rahmetti ama anlamak istemedi insanoğlu. Bilmiyorum anlatsam anlar mısınız... Gözünü kırpmadan, yüreği sızlamadan devirdi sokak ortasında, sevgi dolu anne yüreğini. Küçücük, masum bir bedenden soğuk bir esinti esti... Bütün benliğimle yokum artık, vicdansızlığınızla kirletiğiniz bu dünyamın, hesabı elbet sorulur. Bilmiyorum anlatsam anlar mısınız... İçimde haykıran sesinin, size duyuramadıklarımı. Var gücümle kaçmak isterken, size yetişemediklerimi. Oysaki yeryüzünde gölge kadar yer kaplamazken küçücük bedenime, ruhsuzluğunuzla koca mezarı kazdınız... Bir sabah ansızın göklerin karanlığına boğulacak insanoğlu. Bir çocuğun sesiyle haykıracak tüm kainat: “Anne gökyüzünde bir yıldız olmak istiyorum” diyecek. Şimdi soğuk bir Musalla taşı ve hiç tanımadığım bir karanlık. Ben anlatsam da siz anlamazsınız... /// |