ANKARA’YA VEDAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Eşimin mesleği dolayısıyla yıllardır diyar diyar dolaşıp dururuz. Her gittiğimiz yerde sıfırdan başlarız hayata…
Yeni çevre, yeni komşular, yeni bir şehir, yeni caddeler, sokaklar, çarşılar Hatta sütçü, ekmekçi bile yeni… Çocukların da bu kaderi yaşamak zorundadır. İnsan tanımak, çevre edinmek, dost kazanmak öyle kolay mı? Paldı küldür girebilmek mümkün mü gönüllere, çatkapı dalmak olur mu? Tanımak ve fethetmek gerekir dost kazanabilmek için… Tam tanışırsın, kaynaşırsın, anı biriktirirsin bir bakmışsın ki bir tayin daha… Bakmayın bu serzenişlerime; zor zor olmasına da bir o kadar da güzel. Her gittiğin yerin yörenin kültürünü, ağızını, şivrsini, mutfağını tanırsın. Bir çoğunun hayal bile edemediği çok yer görür, çok seyehat edersin. Her şehirde konaklayacağın bir arkadaşın olur, her gittiğin yerde bir iz bırakabilme şansın… Her ayrılıkta ardından bir sürahi su döken bir dost kazanmışsan ne mutlu… Bu şiir Ankara’dan İzmir’e tayinimiz çıktığındaki Ankara’ya veda şiirimdir…
ANKARA’YA VEDA
Bu gece son gecemiz hicran vakti çok yakın Tuz ekmeğini yedim helâl eyle ANKARA Ne olur bir kerecik sıcak çehreni takın Karanlığa bir mum yak hilâl eyle ANKARA Hacı Bayram Velî’nin ney’inde huzur buldum İndim Eymir gölünün suyunda huzur buldum Seymenleri izlerken toyunda huzur buldum Unutmayıp adımı celâl eyle ANKARA Yükselirken ezanın sesi Kocatepe’den Dilime mühür vurup girsem Reyyan kapıdan On bir ayın sultanı gülümserken öteden İftardaki suyumu zülâl eyle ANKARA Hamamönü’nde atar yüreğim sanki tik tak Akrep ile yelkovan yine vuruyor firak Gurbetin ustasıyım visalin ise çırak Bir de sen şu gönlümü melâl eyle ANKARA Göçebeyim evimi sırtımda taşıyorum Bu kaçıncı gurbettir bilmem ki şaşıyorum Bakmayın güldüğüme sanmayın yaşıyorum Kavrulan yüreğimi bilâl eyle ANKARA Nurgül KAYNAR YÜCE 20/10/2019 / ANKARA |