ÇANAKKALE SENFONİSİÇANAKKALE SENFONİSİ “Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!” Mehmet Akif Ersoy Gelibolu koyunda dört yanda gezerken şer… Bu bir savaştan öte, sanki kudurmuş mahşer Yüzlerden okunurken, huzursuzluk, şaşkınlık… Sınır tanımıyordu; öfke, nefret, taşkınlık… Türk’ün haremgâhında kol geziyordu vahşet Mazlumun suretinden okunuyordu dehşet Kartallar sefer etti kargaların inine Dört elle sarıldılar imanına, dinine… Gökler kıyama durdu anaların âhından Mavi su kızıllaştı zalimin günahından Yiğit cengâverlere dağlar ses veriyordu Hak Teâla, Cenneti önüne seriyordu Esti bir deli rüzgâr, umut aşkla bilendi Müminler duasında Hakk’tan zafer dilendi Koca Seyit ‘Hakk’ dedi, Bouvet’i fena vurdu Şerde birleşenleri uzaklara savurdu Ölümsüzlük tahtında ölümü kuşandılar İbrahimler misali, Nemrut’a nişandılar Göğüslerdeki iman, muhkem kale gibiydi Gönlü tarûmar eden; fırtınaydı, tipiydi Dualar kurşunlara istikamet verirdi Ateş denizlerinde mum olsaydı erirdi Ölü püskürdü yerler, gökler ölüm indirdi Yaramın acısını kutlu zafer dindirdi Yurtsever On Beşliler, koptu Anadolu’dan Mübarek kanlarıyla felâha erdi vatan Künyeye kazıdılar, ölümsüzlük namını Nefse azık ettiler, bu dünyanın ganımı Muştulanmış şehide, analar ağlamasın Yiğitlerin ardından karalar bağlamasın Zaman hayra yorarken o kutlu rüyasını Cihan temaşa etti zaferlerin hasını Gelibolu koyunda yaşanan kıyametti Bu toprak bu millete şerefli emanetti Yurda bağışlanmayan canlar bedende yüktü(r) Vefası nispetinde her şahsiyet büyüktü(r) Mavisini kaybetti Çanakkale’de sular Vicdanları kanattı şafak vakti pusular Conkbayırı’nda savaş, kolay geçmedi kolay… Topyekûn şehit oldu Elli Yedinci Alay Yerle gök arasını sardı barut kokusu Çöktü gözbebeğine ebediyet uykusu Coğrafya vatan oldu Mehmetçiğin canıyla Tarihe not düşüldü şehitlerin kanıyla Ayan beyan görüldü Haçlı’nın iğrenç yüzü Kahraman Mehmetçikler söyledi en son sözü Gelibolu koyunda esareti boğduk biz Keskin bıçak sırtında İsmailce doğduk biz Melek yüzlü analar ne evlatlar doğurmuş Şahsiyet hamurunu iman ile yoğurmuş Baharı göremeden gonca güller soldular Pervaneler misali, yanarak can buldular ‘Vatan yaşasın’ diye ölümde yarıştık biz Meyletmedik sonluya, sonsuza karıştık biz Zulüm ateşlerini kanımızla söndürdük Şerefli bir mâziyi uçurumdan döndürdük Asım’ın nesli dedik, başımıza taç ettik Mimsiz medenîleri âleme muhtaç ettik Gökte ayın on dördü, karanlıkları boğdu Gelibolu sırtından bahtıma güneş doğdu Nusrat Mayın Gemisi, zafere kırdı dümen Seher vakti sulara, mayın döşedi hemen Bir millet şaha kalktı, göklerin yangınında Zaferin rüyasını, kılıç gördü kınında Çil yavrusu misali, bir bir dağıldı düşman Ümmetin yetimleri, geldiğine bin pişman Hayal kurmakla geçti; seneleri, ayları… Suya gömdü Mehmetçik, çelikten alayları Zafere olan inanç, büyüdü ayet ayet… Vatan, yiğitlerini kucakladı nihayet Asrın Ebreheleri, Firavun’a özendi Açtı kan çiçekleri, her yer gülle bezendi Yedi düvel üşüştü, ufacık bir karaya Acılar katmerleşti, tuz bastılar yaraya Hasta adam dediler, mezarını kazdılar… Neferler yetim yurdun, destanını yazdılar Zalimlerin ininde, yurdumuz bölüşüldü Mehmetçiğin kanıyla, tarihe not düşüldü Savurdu külümüzü, yüreklerde kızgın har Karakışın ardından geldi gül yüzlü bahar Ölümsüzlüğe giden, yoldu(r) asker ocağı İlahî sığınaktı(r) Peygamberin kucağı Ekmeksiz yaşansa da, yaşanmaz hürriyetsiz Zaferin bedeli var, verilmiyor diyetsiz M. NİHAT MALKOÇ |