Kâşâne_i Mürgân (Gönlüm)
Karşımda Kınalı Ada
Bostancı sahili boydan boya Giyindim kuşandım En sevdiğim kokumu süründüm Taktım koluma tenhalığımı İki simit iki de çay Oturdum Marmara’ya karşı Benimki de hayalperestlik işte Ne zaman iki olduysam? Tutup iki simit iki çay alıyorum Ne bileyim işte hevestir belki Aa işte geldi yoldaşım Simitin kısmetlisi Offf sen ne yakışıklı bir martısın Buyur gel otur şu kayanın üstüne At kanadını omzuma Yaklaş bir sarılayım sana Teşekkür ederim çok kibarsın Senin de kokun çok güzelmiş Dertli görünüyorsun yakışıklı Pek efkârlı bakışların Kanatların da yorgunn süzülmüş Boş veeeer anasını satayım bu alemin Var mı sanırsın gelip de güleni Hangi güle dokunsan Altında binn türlü diken İnsanoğlu hep garip hep boyun büken Sus konuşma sesiz oturalım kimsesizliğin hazzına varalım Bak vapur yanaşıyor Yüzlerden hayat hikayeleri okuyalım Bak şu abla pek neşeli belli ki sevdiğiyle buluşacak Bak bak şu amca ne de keyifli torunun elinden tutmuş gidiyor kim bilir nereye İşte şu kırmızı montlu oğlan pek bi çökmüş omuzları düşmüş Sevdiğinden mi ayrılmış nee sorsak mı ?? İşte bak şu soldaki boş bakan orta yaşlı adam kim bilir derdi ne neden kaybetmiş bakışlarındaki feri Peki ya taşıdığı yükün altında ezilmiş ruhu çekilmiş bedeni dolaşan teyzeye ne demeli Bak bu da ayrı bir dünya mini etekli havalı bir hanım sanırsın ufacık dağları kendi yaratmış büyükleri de dedesinden miras kalmış Aa şurada oturan kara gözlü ceylan bakışlı kız çocuğuna bak , ağlıyor cimcime acaba derdi ne Güneş de bizi bırakıp gidiyor akşam yakın Veda vakti yakışıklı Haydi herkes kendi ıssızlığına İyi bak kendine topla dik tut kanatlarını Hoşçakal Menekşe" |
Berat kandiliniz mübarek olsun dost kutlar esenlikler dilerim...