YIKILAN HER YUVA MEZAR OLUR ANILARA
Göçmeye görsün evin direği
Ne hatılı kalır ne söfesi Çöker köşesi bucağı Ara da bul nerdeydi ocağı *** Kim bilir kimde nacağı Saç senit sayacağı Gidenlerin kimden vardı alacağı Geçer üç beş yıl bilinmez adı sancağı *** Sayamazsın kaç taşında kırıldı kaç tırnağı Çürümüştür tavanda hevenk ilmeği Göçük altında kalmıştır solgusu dibeği Ara da bul nerdeydi evinin kebeği *** Her taşı göz nuru alın teri emeği Tavanda asılıydı kalburuyla eleği Ahırında bağlıydı atı ile ineği Ara da bul avlağısı nerdeydi *** Ahırında samanı altın değeri Atından kıymetliydi eğeri Yokluğa geriliydi göğüs bağırı Ara da bul atın nalı nerdeydi *** Yuvacağına takılıydı yuvağı Çuvalında kılı yumağı Uşağı çiftçi yamağı Ara da bul saban gaytı nerdeydi *** Şahin ozan sorar kendi kendine Göçüp giden bir duvar yığını mıydı Yoksa üç beş direk Göçüp giden her yuva mezar olur nice anılara *** Hiçbir merhem fayda etmez ahu zara Bağrını dövdüğüyle kalır fakir fukara İç çekip çekip bakıp kalır yıkık duvara Ara da bul bulabilirsen evin temeli nerdeydi *** İbrahim ŞAHİN FOTO: Hüseyin TURAN/ KAZANCI |
Duvarlara çarpan kahkahalardı
Acı tatlı, tatsız günlerin oldu
Hikayesi bile yabancı kaldı
Tümüyle hüzün.
Çok saygımla.