'Mış gibi' yaşamlar 👨👩👧👧 (Doğan Cüceloğlu anısına)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın HİKÂYESİ :
SÖYLEYEMEDİKLERİMİ İŞİTİN LÜTFEN ŞİİRİ Bana aldanmayın Yüzüm bir maskedir Sizi aldatmasın Binlerce maskem var Çıkarmaya korktuğum Ve Hiçbiri ben değilim Olmadığımı göstermek İkinci doğam oldu "kendinden emin biri" dersiniz sanki güllük gülistanlık benim için herşey... adım güven verir ve oyunumun adı ağır başlılıktır içimde ve dışımda denizler sakin her şeyin kumandanı ben Kimseye gereksinme duymayan Ben... Fakat inanmayın bana Lütfen! Herşey dışta düzgün ve cilalı Hiç yıpranmayan her zaman saklayan O maske Altta ne güven ne de rahatlık Altta, karışıklık, korku Ve yalnızlık içinde bocalayan Gerçek ben...! Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla Kimsenin bilmesini istemem Zayıf taraflarımı düşündükçe Titrer ve sararırım... Ya başkaları görürse iç dünyamı Gerçek ben ve yalnızlığımı?... İşte maskelerimi onun için takarım. Onun için arkalarına saklanacak Maskeler yaratırım.. Onlar; Gösterişte kullanabileceğim Parlatılmış yüzlerim Beni korur bakan gözlerden... Beni olduğum gibi kabul edecek Sevecek bakışlar bulamazsam Solacak, kuruyacak gerçek ben.. Ve ben, bunu biliyorum.. Beni kendi maskelerimden kurtaracak, Kurduğum hapishaneden kaçıracak, Diktiğim engellerden aşıracak, Beni seven, beni anlayan Bakışlar olacak... Bana sen değerlisin diyecek, Maskesizken daha bir insansın Daha yakın, daha bir dostsun Diyecek bir bakışa Beni gören bir bakışa muhtacım... Benim yanıma sokulman kolay olmayacaktır, Uyarırım seni dost!.. Uzun yıllar kendini yetersiz hissetmiş ben, Sana kendimi kolayca açamayacaktır... Bütün gücümle tutunacağım maskelerime, Ne kadar sokulursan yakınıma, O denli şiddetle, geri iteceğim seni. Kim olduğumu merak ediyor musun? Hiç merak etme... Ben çevrendeki, her erkek ve her kadınım... Maske takan her insanım. Charles C. Finn Eylül 1966 Çeviri: Doğan CÜCELOĞLU DOĞAN CÜCELOĞLU MIŞ GİBİ YAŞAMLAR Öyle insanlar var ki, düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında değiller; sözü, gözü, eli başka telden çalar. Bu insanların yaşamına ’mış gibi yaşam’ diyorum. Çevrenize bir bakın, aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı sözlü, ilgisiz gözlü anne ve babalar; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanlar göreceksiniz. Mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor. Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor. Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak... Ve yaşamadığının farkında bile olmamak... Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var! Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar. Savaşçı kitabını okumuşsanız Arif Bey’i tanıyorsunuz; okumamışsanız bu kitapta tanışacaksınız. Evet, bu kitapla sizi sohbete davet ediyoruz. ’Mış Gibi’ Yaşamlar/ Remzi Katabevi/ 2005 MIŞ GİBİ YETİŞKİNLER Sık sık çevremde görürüm, çocuk bir şeyden heyecanlanmıştır, annesine göstermek ister; "Anne bak ben ne yapıyorum!" der. Anne hiç oralı olmaz; o yan komşusuyla dedikoduya dalmıştır. Çocuk yine annesinin dikkatini çekmek için, bu kez daha da yüksek ve tiz bir sesle, "Anne bak ben ne yapıyorum!" diye bağırır. Anne sağırdır, duymaz. Niçin duymaz? Çünkü anne bir yetişkin çocuktur. Yetişkin Çocuklar, bedenen gelişmiş ama duygusal olgunluğa erişememiş insanlardır. Bu kitapta, aslında bildiğimiz, fakat üzerinde düşünme gereğini pek duymadığımız bir öyküyü anlatıyorum. Bu öykünün kahramanlarını tanıdıkça çocukluğunuzu, ailenizi, çevrenizdeki insanları, en önemlisi de kendinizi daha iyi anlayacaksınız. Yetişkin Çocuklar/ Remzi Kitabevi/1994
|
Şiirinize gelince oldukça anlamlı bir şiir, kaleminize sağlık üstadım..
Türkmenoğlu der ki, kimdir zırdeli
Çıkar için öper kafası keli
Önceden tükürüp sonra da eli
Öperiz öpmemiş gibi yaşarız