BİR İNKİSARIN ÖYKÜSÜŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayal-i inkisar... Kanlımız gibi yakamızdan tutmaz mı hep.. Öylesi bir anda sele dönmüş duygular.. Vesselam..
Bin bir ümitle girdiğimiz bu kapıdan
Çıkıyoruz ümitlerimizi bırakıp Gönlüm fırtına öncesi sessizliği yaşıyor Damarlarımda bitmez med-cezir Ve Sabrım dorukta, taşıyor.. Kim derdi ki can… Islanamayacağız yağmurda… Kim derdi ki Söküp atacaklar fidanımızı… Gecenin alaca karanlığında Gördük baskını Kırdılar inadımızı.. Hani özlemlerimiz vardı ya? Onlar simdi kanadı kırık birer kuş Bir yol uzar gönülde sılaya Dikenli, taşlı, yokuş mu yokuş … Gönül isterdi ki Bu kapıdan çirkeflikler girmesin Ve Riyakarlıklar barınmasın bu yuvada Oysa can.. Burada farklı değil dışarıdan Dalkavuklar baş tacı Çirkinlikler firarda Doğruluklar tutsak Çürümüş prangada.. Artık Mutluluk oyunu kar etmiyor Sevinçlerim tutsak Yedekleriyse zulada… Sabun köpüğü umutlar Günler bana yetmiyor.. … Ah can… Bilemezdim ki; Acılara dûçar olmuş bedenime Merhem olmaz duadan gayrisi Gözlerim kanlı, Ellerim bağlı… Konuşamam… Dilim lal Anlatılmazlığındayım bir sevdanın Yaşamaksa bunun adi Eh iste.. yaşıyorum.. Tesbih gibi hasretini çekerek… Koca dünya bana dar Ve her şeye rağmen Dilim anlatmaktan bîzar İşte böyle can.. İşte böyle.. Ümitle girdiğimiz bu kapıdan Çıkıyoruz ümitlerimizi bırakıp… İnsisar: Ruhta iz bırakan türden hayal kırıklığı |