SARI KIZ bölüm üç
Zaman akıp gidiyordu...
Gül huzursuzdu "Biz gidelim; annem merak eder" diyerek çıkını toparladı. Çoban Ali ona gülümseyerek "Ellerine sağlık çok güzel olmuş." Nazlı da "Evet yediğim en güzel bulgur pilavıydı" deyip kalktı. "Kızlar bende sizinle geliyorum; bu günlük bu kadar gezi yeter." "Gidiyon mu?" "Evet Çoban Ali gidiyorum. Çok güzel bir gündü; seni tanıdığıma çok mutlu oldum." "Yine gelir misin?" "Nasip...? üç çalışırım; şimdilik hoşça kal." Üç kız el sallayıp ayrıldılar.Nazlı eve gelince evin hanımı telaşlı " Aman kızım geldin mi? Kayboldun sandım dı." "Yok merak etmeyin; kaybolmam. Çoban Ali yi tanıdım ;onunla oturdum. Elif ler gelince bak beraber döndük.İzninizle biraz dinlenmek istiyorum"diyerek odasına çekildi. Bir defter çıkarıp yazmaya başladı.Buraya geleli her gün yazıyordu.Bunları toplayıp kitap yapmaktı amacı.Kısacık bir ömürde yaşadıklarını anı olarak bırakmak güzel olacaktı. Uzunca yazdı .Yorulunca uzandı; dalmıştı.Elif in sesi ile kendine geldi. "Abla..! abla...!" diyordu."Uyandırdım ama sofra hazır;babam da geldi.Yemek yesek." "Tamam geliyorum Elif." Günleri güzel geçiyordu. Çoban Ali nin yanına gidiyor; dağları dolaşıyordu. Rabbinin verdiği güzellikleri izlemek; onları doyasıya sineye çekmek ve Rabbini düşünmek huzur veriyordu.En güzeli ise çobanın kavalını dinlemekti. Bir gün yine erken gitmişti.Bülbüllerin sesini dinledi bir süre. Çoban Ali "Çok mu seviyorsun bülbülleri?" diye sordu. "Evet çok." "Bir bülbülün olsun ister misin?" "Hiç düşünmedim.Ama kuşlar özgür olmalı.Onları kafese kapatmak iyi birşey değil bence.Özgür olmalı." "Haklısın özgür olmalı" diye tasdik etti Çoban Ali de. "Ben biraz dolaşmak istiyorum." "Nereye?" "Şöyle dere kenarına doğru yürüyeceğim." "Sende getirdiğim kitabı oku. Ufkun açılsın olur mu?" "İyi çok uzaklaşma o zaman." Dere kenarında yürüdü; ağaçlar arasından akan suya baktı uzunca .Nasıl da nazlı nazlı akıyordu.Bazen kayalardan atlıyor beyaz köpükler çıkartarak hızla akıyor; bazı yerde de sakin ve sessiz giidiyordu.Ağaçların arasından güneşin ışıkları dans ediyor rengarenk ışık huzmeleri dereye aksediyordu. Oturdu çimenlerin üzerine yazmaya başladı. Yine uzunca yazdı. Çok mutluydu yazdıklarından. Yorgun düşünce uzandı çimenlere. Daldı güneşin ışıklarından olan hüzmelere. "İki günüm kaldı gitme ğe; artık gideceğim. Bu güzelliklerden ayrılmak zor ama misafirlik fazla uzun olmaz" diye gülümsedi.. Sonra gül geldi aklına "Zavallı kız nasılda yangın sevdalı Çoban Ali ye. Benim buraya gelmelerim üzüyor olmalı onu. Çok üzülmesin biçare." Kapadı gözlerini daldı biraz. Başının ağrısı ile açtı gözlerini." Off!" dedi "Yine mi sen; ağrıma san olmaz mı?" diye doğruldu. "Ah! bu ağrılar." Çobanın yanına uğramadan ağır adımlarla geri döndü.. Elif karşılamıştı "Geldin mi ablam?" "Evet geldim Elif." "Abla rengin solmuş; ne oldu?" "Yok kızım biraz başım ağrıdı da geçer. Sen neler yaptın?" "Hiç... öylesine arkadaşlar vardı." "Gül iyi mi?" "İyi...???" "Nasıl iyi? Senin dilinin altında bir şeyler var; anlatır mısın?" "Yok abla." "Elif anlat lütfen.Gül Çoban Ali ye aşık değil mi? Ya çoban oda seviyor mu?" "Abla ne diyon sen?" "Gerçekleri Elif; gerçekleri diyorum; ben anlarım.Çobanın yanına gitmem Gül ü üzüyor değil mi?Söyle ona üzülmesin.Ben yolcuyum; Gül se hancı.Çoban onu seviyorsa sorun yok." "Evet abla askere gitmeden kavilleşmişler; bekle beni demiş." "Eeeee." "Bilmem? Şimdi geldi askerden ama..." "Aması ne?" "Bende anlamadım sanki Gül e karşı soğuk gibi." "Nasıl anladın?" "Belki seni görünce...?" "Bak Elif beni unut gitsin. Yarın gidiyorum. Söyle Gül e tatlılıkla yanaşsın çobana. Sevecen olsun,hiç bırakmasın. Çünkü o çok iyi biri." "Ablam sen gidi yom mu dedin?" "Evet gidiyorum. Misafirlik uzadı; bu kadar yeter." "Ablam alıştırdın kendini. Özleyeceğiz seni." "Bende kızım; bende özleyeceğim burayı. Bu güzellikleri, sizleri.Şimdi izin ver odama çıkıp biraz dinleneyim.Başım ağrıyor." "İyi ablam dinlen. Yemek zamanı ses ederim." AYŞE KARAN DEVAM EDECEK... |
Yüreğinizé sağlık çok güzel oluyor