3
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
565
Okunma

Nasıl yürümüşüz biz bunca yolu?
Oturup anlatsak neler var neler!
Eli uzatmış da, vermişiz kolu
Bizi yerden yere vurmuş seneler.
Gördük ki pür telaş, cümle ahali;
Oysa ki geçici, bu dünya hali.
Biz av bekler iken, baykuş misali
Konduğumuz dalı kırmış seneler.
Bir zaman doluyken cilveler, nazlar;
Toruna karışmış gelinler, kızlar.
Simsiyah saçlara düşmüş beyazlar;
Başımıza karlar sermiş seneler.
Aşkları sıraya dizmişiz meğer,
Kimini incitip, üzmüşüz meğer,
Hesapsız-kitapsız gezmişiz meğer,
Hesap defterini dürmüş seneler.
İçimizi sarmış bir garip keder.
Farketmez olmuşuz, "elalem ne der?"
Dizlerde derman yok, gözümüzde fer
Ömür törpüsüyle birmiş seneler.
Şen-şakrak anılar mazide kalmış.
Biri balonları göklere salmış.
Gün be gün hayatın rengini çalmış;
Belli ki murada ermiş seneler.
Bazen gölgemizle savaşmışız biz
Gün olmuş günaha bulaşmışız biz
Ne ara bu yaşa ulaşmışız biz
Bize son dersini vermiş seneler...
Bir günün, birinden kalmamış farkı.
"Yalan dünya" mıydı neydi o türkü?
Nefes almak güzel ama gel gör ki
Ecel saatini kurmuş seneler...
10 Şubat 2022 -Londra
5.0
100% (8)