Hasret fısıltısı
Sokaklarının ıssızlığında kaybolmuş bir kız çocuğuydum ben.
Sonbahar yalnızlığımla, yüreğimde kurduğun ülkede artık adı Umut olan mezarlıklar, can kırıkları ile dolu kaldırımlar, bulutlu ve kapalı gökyüzü, kanlı ve karlı bir taht var. Affet sevgili seni gömdüğüm toprakta ikimizin şarkısını dinleyemedim. Hiç bilmediğim şehirde, hiç bilmediğim bir mezarlıkta bilmem kaçıncı numaralı bir mezar. İçinde soğumuş bedenin ve hatıralarımız kaldı. Son bakışında veda vardı, son öpüşünde hasret fısıltısı ve son telefonunda yanına gelene kadar kaderin demi vardı. Eski plakta bir Müzeyyen parçası, senden kalan son gözyaşı. Hoşçakal toprak kokanım, hoşçakal yarım bırakanım. |