idrâk
Pavlodar vokzalda, an akşam üstü
Lenin kadar sosyalist bir trende anladım sistem düşmanı yalnızlıkların var olduğunu Kompartman alacakaranlıktı orada aç kaldım, yemeğim vardı yemeye utandım yabancılığı tattım ama bu dışlanmışlık değildi olağan bakışlarında o kondüktör kadının anladım koridorların değil, dünyanın dar olduğunu Stepleri öptüm, onlar beni okşadı Annem yoktu yanımda, annesi yanında olan annesizlerin öksüzlüğüne ağladım giyindim bozkır vedalarını sırtıma eski bir çoban giysisi gibi kimseler beni tanımadı Kolhoz müdürleri bile sıradandı kompartmanda sütlü çay içerken ve beklerken bir okulun kayıt kabul odasında anladım umudun ve u/mutluluğun bize yar olduğunu dile kolay bir çağ yangını görmüşlerin külleriyle tanıştım gülleriyle tanıştım elmacık kemikleri sürgün pembesi babuşkaların yün çoraplarında ılındım kollarından önce gözleri sarardı beni gözlerinde tükenirdi o yangının külleri torunu aksanlı bir türkçeyle ayyüzlümü söylerken anladım bu göç durağımın bağıl diyar olduğunu şapkasız yürüdüm sokaklarda mutebessim hayaller kurdum, insanların hiç gülmediği tramvaylarda el ayamla erittiğim camlarda aradım doğru durağı üşüdüm çok üşüdüm sezdirmedim ama kalinina kutuzova kesişiminde o sosyalist eskisi binayı gördüğümde anladım eksi kırk üç derecenin ayn-ı bahar olduğunu farzımuhal helezon dergisi ocak’22 |
Sosyalizmin tren versiyonu...
İnsan bakışları,insan sıcağı...
İdrak ettim evet komünizm ve faşizmin bir aynanın iki yüzü olacağını...
Çok saygımla.