Lisan-ı Halım
Lisan-ı halım dövülmüş demir yorgunluğunda.
Bir sır saklar bana tanıdık, bana yabancı... Hadsiz günahlar, cemresi düşmemiş sevaplar... Göz kapaklarıma nakşedilmeye gebe düşler... Kendimle barışık, göstermeye korktuğum diğer yüzüme asal... Musalla taşında helallik bekleyen mazi... Küçükten büyüğe sıralanmayı bekleyen karmaşık geleceğim... Söyle ben kimim ? Seyit |