Hüzün dolu bu şehrin sokaklarıhüzün dolu bu şehrin sokakları pembe köşkün penceresinden bakmakla anlayamazsın sefalet dalgaları vurur sahillerine boşa değil martıların çığlıkları açlığın, yokluğun seslenişleridir bir parça simit için saatlerce kanat çırpmaları boşuna değil Kadıköy meydanında horon tepmesi Karadeniz kızlarının bir kaç dakikalığına da olsa kopmaktır hayattan rıhtımdan gelen bağlamanın ezgisine eşlik eden Anadolu insanının özlemidir memleketine hangi yürek fink atar bağdat caddesinde günlerce akrep dolu cebe hangi el uzanır bu şehirde adaları seyretmek bile cep yakar iki sevgilinin el ele tutuşup yürümesi bostancı sahilinde saf yürekli bir çocuğa kuşku ile yaklaşırken her ışıkta mendil satan çocukların bir lokma ekmek parası yalvaran bakışları gün doğmadan sokaklara düşen çöpçünün umut kapısı bu şehrin sokakları hüzün dolu beton yığınlarının arkası görmediğimiz, bilmediğimiz, duymadığımız boş sözlerle resmi çizilmez bu şehrin sokakları bir yiğidin bir bağımlıya yenik düşmesidir hüzün dolu bu şehrin sokakları. 24.01.2015 / İst K.Ali YILDIRIM |