KAÇ DEFA
Fırtına azmış kudurmuş,
Mavi suların dibi görünmüyor. Yüreğim göğsümden bir mermi gibi, Fırlayacak sanki. Dümeni, kırbacı yiyince şahlanan bir at gibi, Bekliyor küheylan gemi. İpek kumaştan yelkenleri, Dolduracak asi rüzgar esmeye hazır. Bu şehrin havasından, Alacağım son nefestir bu. Ok yaydan çıktı artık ağlamak boşuna ama, Geride tanımsız boş bir bakış, Kirli sakalımdan bağrımı ıslatan yaşlar cabası. Ayrılık vakti geldi çattı, Hazırım gitmeye. Kaç defa vuruldum, Sevda yüzünden yüreğimden. Hüzün sel gibi dalga dalga yayılıyor her yana. Hep bir yanım yarım, Hep bir tarafım eksik. Saatler şaşırmış vakitleri, Açmayı unutmuş baharın çiçekleri. Mevsimler terk etmiş dünyayı, Kanatları yolunmuş duyguların, Çakıldı yere uçamaz artık. Ağaçların dalları kırılmış. Küsüp rengini kaybetmiş çiçekler, Döküyor yapraklarını defne ağaçları, Bir zıpkın gibi saplanıyor ağrın yüreğime. Sağanağına tutuluyorum en kesif yağmurların. Gözümü kör etti sevda, Gönlümü ise felç. Can havliyle tutunuyorum, İstesen de çok geç. Kanım çekilmiş, Güneşim kayıp. Beni sana bağlayan bir şey kaldı mı? İncelen pamuk ipliği ha koptu ha kopacak. Çok tuhaf, ne bir galip var ne de bir mağlup. Orhan ŞENTÜRK |