YAŞAYAN ŞİİR (Herkes Suspus)
14.01.2022 (Herkes Suspus)
Suçluyum, doğruluk karışmış kana yanıyorum Yalanı bilmediğimden ne söyleseler kanıyorum Nedir Ya Rab, nedendir vicdanımın sızısı Sırtıma heceleri yükleyen bu alın yazısı Oysa görmesem, duymasam, bilmezdim Gençlikte olur olmaz gönül vermezdim Belki geçer, belki hiç başlamazdı can acısı Hasret büyüdükçe kıvılcımlanır yazmak sancısı Bana ne, Suriye’den duyulan çığlıklardan Bana ne, Batının içimde kurduğu ağalıklardan Bana ne, terör belasının aldığı canlardan Bana ne, göz kırpan, kuyruk sallayanlardan Bana ne, kana özenerek akan salyadan Bana ne, veznedarın elindeki balyadan Anlamayana sivrisinek saz lafın tamamı Anlayanın beyni cünup yakın hamamı Mazlumlar için ağlıyorum bilmeden nedeni Okullu cehalet alkışlıyor yapı edeni İnsan hakları diye bağırıyor zalimlikte ehil Cesetlerin güneşlendiği bizim sahil Aydın kokmaz bulaşmaz salçalı kuskus İnsanlık zalime meftun, zulme suspus 10,01,2022 (Gözler Doysa) "Ben" diktatörlüğüne savaş açtım Çoğu savaş meydanından kaçtım Bir kaç günlük zaferlerle avundum Saldırmadım, o saldırdı savundum Zaferim kardan adam kadar fani Nefsim kızgın, olmuş Gulyabani fısıldardı oysa şimdi bağırıyor Anladım, Egosunu çağırıyor Modern insan elinde oyuncak Cehennem ona oh ne güzel sıcak İnsan benliğini görürse kuduruyor Onu sadece iyilik durduruyor Bir de kurumlu ki mermer sanırsın Din deyince saldırmasından tanırsın yontuyorum darbelerle elimde keski Bu savaş tarihin kendisi kadar eski Vuruyorum kendimi okumaya sanata Varlığı bilmek için ihtiyaç yok kanıta Çıkarak gösterseydi kendisini oysa Herkes inanırdı gözler doysa 09,01,2022 (Sana Ne) Öyle şeyler duydum ki kulaklar ağlıyor Fert sömürü çarkına girmiş sağılıyor Kızıyor bana zira bundan çok mutlu Hindistan’da inekler bak nasıl kutlu Yaşasın Avme’ler, kutsal mekanlar Kilise, Havra, Camii camekanlar Toplum alkışlıyor yaşasın tüketim Dolar imparatorluğu için üretim Eski değerler çamurda elmas misali Toplumda başlamış bir ağız ishali Herkes depremci herkes imam herkes topçu, herkes tamam bilmek gevezenin dilinde pelesenk Ekranlar baştan sona pezevenk Çarşıda Telefoncular dolup taşıyor Diyorlar ki İslam camide yaşıyor Koşuyorum sevinçle doğrudur diye Cami kapanmış yerinde kırtasiye Cemaat kaçmış imam dışında Soruyorum bu cami kaç yaşında Bin yetmiş beşten kalmış zahir Müslümanım diyor ekseriyet kahir Mal mülk şan şöhret putunu devirip Yürüyorum görmeden başı çevirip İslamın yeni şartı zuhur "Bana ne" En kıymetlisi taze çıktı "Sana ne" 08,01,2022 (Adalet Terazinin darasında) Her dönem yaşamda geçerken perde perde Yaşlılık dökülür bedenden pelte pelte Bir arslan yaşlanır mı dağların arslanı Öyle vakarlıdır ki taşır bütün neslini İstedim ki zamanım işlesin tersine Herkes şuraya buraya bizler Mersin’e Doğsaydım yaşlıyken ölseydim kundakta Her doğum, her evlat, her ölüm aynı yatakta Yaşlılık hastalık keşkeler beyni kemirir Umut kayboldukça kırıntısı fikri emzirir Bir varız bir yok yaşam ikisi arasında Adalet terazi kefesinde değil darasında 07,01,2022 (Cehalet Fırkası) Suçluyum doğruluk karışmış kana yanıyorum Yalan bilmediğimden ne söyleseler kanıyorum O zaman nedir bilmem ki bu vicdan sızısı Bunca mısrayı sırtıma yükleyen alın yazısı Oysa görmesem, duymasam, bilmezdim Gençlikteki suçluluk duygusunu silmezdim O zaman belki geçerdi Yürek ağrısı can acısı Hasret çekenleri hamur eder kalem sancısı Suriye’de bombalanan şehirlerin çığlıkları Göçmen felaket diyor Irkçıların ağalıkları Ege’de boğulanların yok haddi yok hesabı Artık indirin raflarda okunmayı bekleyen kitabı İnsan hakları diye bağırıyor Bolu’nun beyi Hani Anadolu’dan çıkmazdı derebeyi bugün Kazakistan yanıyor bizler seyirci Yok mu oralarda sokakları titretecek kaderci Türk şehit olurken bana diyorlar sen bakma Gemiler hepimizin sakın ola ki yakma Onlar için ağlıyorum bilmem nedir nedeni Okullu cehalet fırkası alkışlıyor yapıp edeni 06,01,2021 (Hey Kanki) Dolar tasması her gün biraz daha sıkılırken Gülenler var içimizde devletimiz yıkılırken Nesiller çuval giymiş kafaya değil farkında Döndükçe kusuyor kusup dönüyor ekonomi çarkında Biraz milliyetçi olsan hemen sıkarlar yuları Başına çöker Dünyanın bütün kurları Mesele boyun eğdirmek, edilmeli ki yılana biat Zincir vurulmuş dillere düşünmek bile milat Aydınlar yazmış çizmiş meseleye ay’mamış Seçtiklerimi beyaz Türkler adamdan saymamış Bidon kafalı diye aşağılamışlar oy veren Türkü Dört yüz elli yıllık devir ye kürküm ye kürkü İhanet içimizde damarlarımıza kök salmış Pırıl pırıl evlatları dağlara özgürlük diye almış Bilesin ki bundan sonrası önce sınırlar düşecek Hastane okula ayrılan para cüzdanlarda şişecek Bankalar sigorta sonra da ekonomi batacak Faiz, faiz diyen İmf paraların üstüne yatacak Bir tarafta Hak, diğeri batıl öbür tarafta Teröristi örgütü sıra bekliyor afta Niye düştük bu hale sorsa birisi niye Oku dedi okumadık, bilmedik diye toplum ekran maymunu televizyonun gücü ilahi Tutuklayın hayallerimi suçlu odur vallahi Kötülük bulaşıcı ekranlar veba salgını sanki Kelimeler yitik kavga çıkacak kafa dumanlı hey kanki 04,01,2022 (Anılara Naftalin dökelim) Karşı çıkan yok bu düzene herkes iyimser Arada benim gibi üç beş sayfa kurdu kötümser Üç maymun olmak şahane mutluluk kaynağı Onlar görmüyorlar yedikleri vezirparmağı Öyleleri var ki tıklamayı imanın şartı sanıyor Görmüyor tütmüyor ama alevlenmiş yanıyor Hey Niko! Ege’nin karşısı nasıl söyle bakalım ikimiz de kendi dinimizde iman feneri yakalım İşte bu fenerdi on asır bizi ısıtıp aydınlatan Esvab-ı mucizesi nedir bu işin altında yatan Konsolos köpekleriyle karıştı Osman-ı Ali Sömürü düzenini kuranın çoktur vebali Oysa Selanik cennet, İşkodra cennet, cennet Mora Arkadaş oluruz belki yine kafamızı yora yora Zannetme bu iş kolay önce sen sonra ben misafir İşte o zaman göreceksin kim imanlı kim kafir Senin içinde benim içimde palazlanmış bir sürü piç Bak zamana direnen evlerimiz var hepsi kerpiç Önce özür borçlusun Mora’da olanlar için Dön ve yasaklı tarihine bak bunlar neden oldu niçin Sonra Trikopis orduyu çekerken yapılan zulümler Ege’de Marmara’da yaşatılan ölümler sen de söyle hatam varsa çekeyim ceremesini Senden öğrendim anılara naftalin dökmesini Arslanlara atın diyor, doğru söyleyen varsa Kolay değil kurtulmak bu yılan sararsa Hayır gelmez tanrılardan sen beni dinle Yazıklar olsun yola çıkarsan bu kinle Nerede akıl, nerede tarihten ders Geldin, gördün, gittin yüz ters İnanmazdım tarihte tekerrür hakikat Medeniyet dediğin Batılı hilkat Yine aynı doğum, aynı şiddet Oynama bu oyunu reddet Ne Selanik, ne İzmir kalır bu sefer Yattığı yerden doğrulur, ama nefer Adı Mehmetçik lakin unuttu adını Mermi var desem, koşar yaşlısı kadını Öyle yaratılmış can acısı nüvesi Kültürel hegemonya insanlık gübresi Bundan ara sıra biraz biraz kokuyor Göz görüyor, kulak duyuyor, dil okuyor Kuran insin ve boş kalsın o raflar Altın ayarında bizi sarsan gaflar Başıboş niyetler, boş hülyalar, rüyalar Uzayda keşfedilen mavi dünyalar Bakana delil çok lakin gözlerde perde Üstüne basma işte İnsanlık yerde Bir çamur birikintisi gibi duruyor Aman çiğneme sulanarak cıvıyor Hastaları var bastıkça bulaşır Cehalet izm’lerle bize ulaşır Kendimizi bilime adamak vardı oysa Şu dönen sömürü çarkı artık dursa Irak, Suriye, Libya Yemen doysun yılan Camiler boş nerede namaz kılan Dikkat sızmakta içimize biat kültürü Ne kıymetli bilgiler olur ki düttürü Biz birbirimize benzeriz ağzımız Müslüman Siyaset meydanında aranıyor iman Yok artık bilmediğini bilmeyen nesiller Her yerde yönünü kaybetmiş embesiller kendini yiyen toplumlar cüzzamlı misali Yeni salgın var kaçın, şu gelen ağız ishali Kitap tutması gereken parmaklar telefon tutuyor Yönü amacı olmayan Milletleri böyle yutuyor Teknoloji diyorlar karşı çıkana düşen aforoz Bilgisayar öterken niye zorlansın kart horoz 01,01,2022 (Bizdeki kuyruk) Barış olur lakin bu dönen sömürü çarkı Nasıl bir gecede lağvetti Frankla Markı Şimdi hepimiz miyav miyav diyen kedisi Mecidiye ve dirhemlerin mirasyedisi Üretirsen başın değecektir göğe Ağzım yarıldı bu düzene söve söve Batılı yaşantı Batıdan hastalık Bidon kafada yayılan alafrangalık Opera yetmez söylemeliyiz bizzat arya Caz ile arabesk olmayan milletler parya Demokrasi değil, Demokles’in kılıcı Hayranlıkla bakıyorlar ah ne göz alıcı Düşünce gör bak başına ne gelecek Bir milleti bir kerede ikiye bölecek Hey Niko ver elini beraber edelim dans İstersen horon tepelim istersen vals Sana Sirtaki bana Ege zeybeği Olur, başımıza taç edersek ekmeği Bilirsin bu siyez buğdayından ne toktur Sana Rum demeyenlerden hayır yoktur Yalnız bırak şu iddiayı değilsin Medeniyet Hatırla Anadolu’da kaldı senin cibilliyet Kana bulanacak yine Ege’nin iki yanı Düşman içine girmiş fısıldıyor tanı İkimiz de aslında aynı dertten muzdarip Elia garip, Feride garip, Mehmet garip Bu siyasette bize düşen acılar Yok, olacak aileler, amcalar, bacılar Aynı yılan yutuyor görüyorum seni de Seksen yıl boyun eğdim ne ettiler beni de Bugün kıvranırken ekonomiyle hepimiz Dolar imparatorluğudur cebimiz Olimpos zirvesinde insan tanrılar heyeti Ben içtim sen içiyorsun Baldıran şerbeti Ben bilirim sen de bil, gün yüzü görmez nesiller Localarında kuş sütüyle beslenir asiller Dağdan yuvarlanacak ölümlülere bir buyruk Başı okyanus ötesinde bizdeki kuyruk 31,12,21 (ortaya karışık cemaziyevvel) Defol iki bin yirmi bir demem sana güle güle Kahrettin tüm insanlığı göz göre göre Gözüm görmesi hatta on beş gün önce yürü Ey tarih geri gelmesin defterini dürü Gör bak nasıl gelecek yıl hemen pislenir Ne güzel günler kurtlanır, iblislenir Seyretme ekranları Ey Milletim, artık ayıl Burnunda halka kulaklarında tef, varsa bayıl Böyle kirlendi zaman, böyle pik yaptı nefret Her gelen yıl gidenden daha büyük eziyet Günler, aylar, haftalar zehirlenmiş zamanlar Bir kenarda yığılmış secdesiz amanlar Yaşamak uzaklaşmış İslamın özünden Düşmüşüz bir defa dünyanın gözünden Bana ne bitiyorsa bugün takvim Zamanla yetişecektir dik duran kavim Oğlum soruyor Noel kutlamıyoruz baba Ben de sordum mu dedeme acaba Mide kaldırmıyor bana göre değil görülen Paraya eğilen peşinden sürünen İsa doğdu yaşasın getirin hindiyi Karıştırdık kötüyü iyiyi Beyin bulanık, kafalar karışık Kardeş kardeşe bir küs bir barışık Ne diyeyim birader göz yaşları sel ortaya karışık cemaziyelevvel 30,12,2021 (Barış Çubuğu) Tutulmuş köşe başlarındaki esaret İnsanlık diye yutturdukları beşaret Bu devrin en kıymetli sözcüğü bana ne Bombalanan şehirler göçmenler sana ne Hani Osmanlıyı yıkan İttihat terakki Bir millet ki Hakka aşık haksıza tiryaki Ekranlarla bozulur adamlık kadınlık Düşman olur birbirine haremlik selamlık Dedik ya bu düzen düşmanlık üzerine kurgu her alkış gönlümü deliyor burgu burgu Şiddetin olur mu hiç erkeği kadını Tedavi kolay koyarsak bunun adını Şiddet sarmalı bu değerleri söküyor Küçük zalimler büyüklere su döküyor Bu kadar kitap, öğretmen, okula ayıp Gazete ilanatı: Mahremiyet kayıp uymaz sekte geçiren kalple batılı beden Bir bak bakalım nasıl hallederdi bu işleri deden sen de haklısın tarih elinde hergelenin Başında bekliyoruz kesilecek kurdelenin İşte yeni evin İslam ve Hristiyan barışık Rüyalarım bu sıralar çok karışık Eski sayfaları çevirdikçe yenileri boş Barış çubuğu tüttüren milletler sarhoş 29,12,2021 (SANA KALSIN) Doğum meşakkatli, sancılı, hatta ezalı Yaşamak yaşarken ölüm cezalı Kalemi kır sayfayı çevir, cezayı kes Ah çok da gençti desin isterse herkes Kime vuslat, kime korku, kime pamuk İnsani değerler ayak altında yamuk yumuk Geldik gördük ki dağlardan sonrası çukur zirvede yalnızlık çukurda egolar fokur fokur Kaynadıkça kaynıyor kimseden yok şikayet Suyun içinde olan yanacaktır nihayet Temiz doğarız ya kirlenerek büyürüz Katran karasına bulanmış ölürüz Sor bakalım herkes sütten çıkma ak kaşık İnsanlık kendi egosuna sırılsıklam aşık Temizlensin gönül, vicdan, temizlensin dil Kuyu derin dibini bulacaktır iskandil O iskandil var ya onun adıdır Bilim Zirveden savur şekerleri ismi aklıselim söz etme isteyen istediği kadar alsın Yere düşenler de sana kalsın 26,12,2021 (Ya nasip) Görüyorum yine tutuştu Megola idea ateşi Ne yaparsan yap kaplamaz tüm güneşi Bu ateş her yeri yakacaktır seni beni herkesi Yunanı, Rumu, Lazı, Boşnağı, Çerkezi Aynı tabut, aynı toprak, kimi şehit kimi leş Sömürü çarkı dönüyor çünkü yakıtı beleş Bundan köpürtülür ırkçılık Terör bilmem ne bela Arkadaş olmak için tanış olmalıyız evvela Ama kırılmalı sana da bana da sallanan parmak Ne işe yarar ki sonradan günah çıkarmak Çalıyor yüz yıl sonra yine savaş tamtamları Çekiyor kendisine iştahlı yamyamları bir zulm ki, ne sonu bellidir ne başı Ey oğul doğru değirmenlere su taşı Sırat-ı Müstakimde çiğnediğin yılan çıyan Kimdir bunca cana göç yolunda kıyan Bilmezsin, görmezsin her şeyde vardır bir hesap Saklıdır, yasaklıdır mürekkebi kan olan bu kitap Sen göçmen dedikçe bak neden ırkçılık arttı Bir terazi ki saflaşmış imanı ihanetle tarttı Cuma hutbesinde vaaz verir ki nice hoca Irkçısı, Ateisti, İmanlısı, solcusu sağcısı aynı loca Gözü olana kitap oku, çünkü aklın gıdasıdır oku! Zaten bakıp görmüyorsan senin için evladır uyku Aklı evvel sorar kimin gücü yetermiş buna bir gün biri çıkarak duur diyecektir bu oyuna İşte o zaman sallanır sırça köşkler, faiz lobileri Para saymaktır oysa bunların hobileri Siyaset bağırır faiz güzeldir iyidir Elli yıllık kambur güzel filan değildir Ey evlat günü gelince kopacaktır kıyamet Git abdest al, namaza dur kıyam et kimine kıyamet kimine cennettir kim bilir Temmuzda dirilen Çanakkale yine dirilir temizler ardından sürüklediği güruhu Bu ruh Çanakkale, Sarıkamış, Amare ruhu siz ne şanlı, ne imanlı, ne inançlı asker göz kırpmadan verdiniz emaneti teker teker böyle yazmış yaradan böylesi münasip kimine terör kimine darbe kimine ya nasip 25,12,2021 (analardan ağıt) Evladım bu dava cehalet davası hak davası Eşeleme her yanından fışkırır hava parası Şair korkar, yazar korkar, dava kalır yetim Yol uzun, yolculuk zorlu düşmanları çetin Yürek ister sağlam, ciğer ister kanlı, vicdan ister canlı Al şu kalemi eline, vur sayfaya gör bak nasıl heyecanlı evladım durma yaz, istersen mürekkebi saça döke Hakkını ara, hakkını bul, hakkını al söke söke Diline düşmesin birileri gibi lal diyeyim ki sana helal olsun helal İşte bu evlat Sırat-ı Müstakim neferi Yüzünde Demokrasi maskesi Haçlı seferi Sakın alkışlama bulacaktır onu lanet Kahvaltı sofralarında konuşulan ihanet Beyaz Türklerin Erguvanilerin ikameti yalılar suyu geçmeye çalışan Asyalılar Afrikalılar Sahipsizdir dava Necip’ten bu yana öksüz Nesiller yıkılır para önünde çünkü köksüz Avrupa ortasındaki Bosna’da ne oldu bak İnsanlık sustu modern düşünce helak Srebrenitza’yı gören ve susan insanın dili çürür Fenalık konuşursan toplumda fenalık yürür Hollandalı topladı Boşnak’tan silahları Öldür emri vermişti kilisenin ilahları Toplu mezarlara konuldu binlerce insan Güldü Berlin, güldü Paris, umursamadı Horosan Artık oyun zorlu, oyun gizli, Siyaset baş rolünde Bosna, Kıbrıs, Mora, Hocaali, Kırım kan gölünde Nerede İslam kardeşliği Müslüman benlik Başındaki sarıktı, belindeki kuşaktı kefenlik Laiklik, Şeriat diyerek ekildi kinler Zaman geçti ve yıkıldı bütün dinler Kim direniyorsa şimdi ona musallat Ey dostum Artin bana Musa’yı anlat Nerede saklı öldürmeyeceksin emri Düdüklü tencerede yanan Filistinli Ne kadar yanılgı içindeyse gamalı haç Senin yüzünden bir dünya insan aç Yok etme peşindesin milyonluk koca bir halkı Dönüyor, döndü, dönecek derken siyonist çarkı Ey Niko! sen anlarsın ayrılalı çok olmadı zira Benim yüreğim yanıyor sen diyorsun ki çıra Sana asırlarca hakkını verdim sen ise Gördüğüm odur ki ele geçirilmiş senin kilise Asırlarca şarapla takdis ettin, etmedin şükür Ey padişah efendi kalk şunların yüzüne tükür özel hukuk, ekonomik ayrıcalık oh ne rahat Emek üzerinden toplanan kıymetli cerahat Lakin, iyi kötü bir düzen vardı selam verirdik delirdikçe çok istedik, istedikçe çok delirdik Yoo! Hak geçmesin kendime değildir sözüm Çete kurdun İzmir’e girdin yetmedi mi iki gözüm İşte Çengelköy kilisenin bahçesindedir camii Şimdi sana da musallat bana çöken harami Sömürmek için düşmanlık yaratmak gerek Aklı başında hele ki gören insanlar seyrek Bugün atıyor aynı düşmanlık tohumunu Sararken illet senin oğlunu benim oğlumu Bu nasıl bela kimsenin neden çıkmıyor çıtı Kopacak Ege’nin iki yakasında anaların ağıdı 24,12,2021 Gözü açtım kapadım çocukluğumdu demin bu hayat kendisi sırat anlayana yemin Geçmek zor kimine, kimine atlayıp zıplayarak Yaşadıkça öldüm dersin mal mülk toplayarak Omuzlarımda elli yılın biriken kelamsız yükü Elime kalemi aldığımda başladı asıl öykü Okudukça ağırlaştı kalem yazdıkça hafifledi Sırat-ı Müstakimde doğrulardan söyledi Oysa görmeseydim kafa gömük olsaydı kuma Sustuğum meselelerin vebali kızıma oğluma Bu öykü yeni ama dedemin bana mirası Kalemi bilirim lakin yalan kimin ihtirası Benden de sana kalacak oğlum bu tereke Bir ucu umut bir ucu gaflet, ha gayret çeke çeke Senin kavgan cehaletle umut yok demeyeceksin Okuyarak, yazarak, savaşacak bu illeti yeneceksin köşe başını tutmuş ve yürüyen insan cesetleri geveze kurnalar ne bilsin bu icralık siyasetleri Bu yüzden kimse söylemez Ruanda’da olanları Mermiye hasret ölmek için yalvaranları Her mermi için verilen hava parasını Tapılan Batının yüz karasını Kim söyleyecek Hollandalı askerlerin kaçmasını Srebrenitza’daki gibi soykırıma kapı açmasını Ölümden değil satırdan kaçan insanları Siyah Müslümanları, Afrikalı Hristiyanları dine göre değil ayrım, yüz yıl çalışmışlar O zengin bu fakir lafına halkı alıştırmışlar batı profesörü olmuş bu siyasetin sahibidir içine kurduğu verasetin sen semere hayır demezsen vururlar semer faizle, dolarla, bankalarla kanını emer Konsolosluklar baş rolde oyuncu yerli halk Sana rahmet okunuyor kalk Ebu cehil kalk |