Yorumunuz için teşekkür ederim.

Osman Bey, 1982-87 yılları arasında çalışmış olduğum bir gazetede rahmetli Necmettin Hacıeminoğlu'nun tam beş yıl yazılarının redaktörlüğünü yapmıştım. Oturduğu "Okumuşadam" sokağına bizim de yakın oturduğumuz için, yazılarını Muhterem Eşi Meral Hanım^dan hep ben alırdım."Türkçenin Karanlık Günleri" Kitabıyla O'nu tanımış ve taktir etmiş, hep Türkçe'yi O'nun gibi yazmayı gaye edinmiiştim.Ancak o zamanlar Rahmetliyi henüz bizzat tanımamıştım. Bir toplantıda O'nun konuşmasına tepki olarak yaptığım cevabi birkaç satır söze karşılık, kendisini tanıtmak mecburiyetinde kalmasıyla tanışmak mümkün olmuştu. Halen o anı gülerek hatırlıyorum.Muhabbetli selamlarımla. (Aksakal)

Üstat çok teşekkür ederim. Birçok konuda ayni düşüncede olduğumuz, bu yorumunuz sebebiyle ortaya çıktı. Şöyleki:
1. Ahmet Yesevi ile ilgili iki şiirim, bir tanesini burada yayınladım.
2. Hacı Bektaş-ı Veli ile ilgili bir şiirim, henüz burada yayınlamadım.
3. Yünus Emre ile ilgili olan şiirimi burada yayınladım.
4. NECİP Fazıl da 20.inci asrın en büyük şairlerinden biridir.
5. NECMETTİN Hacıeminoğlu demişsiniz, burnumun direğimi sızlattınız. Çünkü merhum ile birbirimizi çok severdik. Benim zorla Yüksek Lisansa yazılmamı sağladı ve Hocalığımı yaptı. İnanılmaz büyük bir şahsiyet ve bilim adamıydı. Allah gani gani rahmet eylesin.

Glenay Hanım çok teşekkür ederim. Öz Türkçe olarak bilinen metinlerin en eskisi Orhun Kitabelerindeki Göktürkçe’dir. Onun dışındaki dillerin tamamı dışarıdan gelen kelimelere ve deyimlere açık olmuş. Maalesef her gittiğimiz yerlerden Türkçe olmayan unsurları almışız. Bu husus Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda zirvede idi. Atatürk Türk Dil Kurumunu bu yabancı unsurlardan kurtarmak için kurmuş. Ancak dil de canlı bir varlık olarak kabul edildiğinden, bunlardan bir çırpıda kurtulmak mümkün olamamıştır. Dolayısıyla dilimizi mümkün olduğunca sadeleştirmeye ve yabancı unsurların da Türkçenin kurallarına ve kaidelerine göre şekillendirilmesine çalışılmıştır. Bugün kökeni Arapça ve Farsça olan bir çok kelime ve deyimler o çalışma ile sağlanmıştır,
Konu uzun bir konu, daha fazla bilgi almak isterseniz 0532.3319793 nolu telefonumdan istediğiniz zaman arayabilirsiniz.

Glenay Hanım çok teşekkür ederim. Öz Türkçe olarak bilinen metinlerin en eskisi Orhun Kitabelerindeki Göktürkçe’dir. Onun dışındaki dillerin tamamı dışarıdan gelen kelimelere ve deyimlere açık olmuş. Maalesef her gittiğimiz yerlerden Türkçe olmayan unsurları almışız. Bu husus Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda zirvede idi. Atatürk Türk Dil Kurumunu bu yabancı unsurlardan kurtarmak için kurmuş. Ancak dil de canlı bir varlık olarak kabul edildiğinden, bunlardan bir çırpıda kurtulmak mümkün olamamıştır. Dolayısıyla dilimizi mümkün olduğunca sadeleştirmeye ve yabancı unsurların da Türkçenin kurallarına ve kaidelerine göre şekillendirilmesine çalışılmıştır. Bugün kökeni Arapça ve Farsça olan bir çok kelime ve deyimler o çalışma ile sağlanmıştır,
Konu uzun bir konu, daha fazla bilgi almak isterseniz 0532.3319793 nolu telefonumdan istediğiniz zaman arayabilirsiniz.

Çok teşekkür ederim

Çok teşekkür ederim üstadım