Sarıkamış DestanıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Biz ölümsüzlüğü tattık
Ölüm bize ne yapsın" Ağaç bar verdi başını eğdi Sarıkamış suları karla boyandı Sarıkamışta tekbir Allahu Ekber Yamacına serpildi tek bir yürekler Devranın derdi, dünyanın rindi, zahidi Kutlu ordunun kutsuz neferi "Düşmana sonuna kadar karşı koyunuz" Urusdu uğursuz, emrini verdi Kartal yuvasına kuzgunlar konmaz Arslan yatağında çakallar yatmaz Zemherinin koynunda ateş beslenmez Korkak bin defa ölür, yiğit bir defa Felek şehadet pınarında çember çevirmez Sarıkamış yamacından kardelenler toplanmaz Allahu Ekber dağları heybetini onlardan alır Onları ölü mü sandın ? Şehitler ölmez ! "Sarıkamış’a ilerle" emri - Paşam aşamazsınız, karakış her yer zemheri - ölsek de aşacağız Kerem-Şevket kılavuz Bu yol ile yolumuz doğru Allahu Ekber Buzdan ateş zırh olmuş yırtık çarıklarına Üç okka çamur yapışmış tabanlarına Derman mecal kalmamış ayaklarında Kehleler bezenmiş yaralarına Kucaklaşıp sarılıp donmuş kalmışlar Bir gece önce komlarda, mereklerde yatmışlar Herle bile geçmemiş boğazlarından Atların gemlerinde kalanları yemişler Şu ocaktan yedi karanfil gitmiş bir tanesi dönmemiş Dönenlerin mezarını kadınlar kazmış Nicesi helalliğini cephede almış İyileşmez yaralarla geri dönenler olmuş Kıyamet, gam, sökmeyen şafak Toprağa sarındı kara belendi Kara bulutlar buza saplandı On binlerce fidan destanlar yazdı Allahu Ekber dağları sivri dediler Ne nefer kaldı ne de gözlerde fer Sarıkamış geçilmez mi dediler ? Zafer göz yummadan koşana gider Sarıkamış’ta Allahu Ekber Tekbir dağlarında tek bir yürekler "Bayrak inmesin ezan dinmesin Biz ölümsüzlüğü tattık Ölüm bize ne yapsın" Deniz Güneş Bar tomurcuk Urusdu ürüdü (ürümek) Kehle bit Kom ahır Merek saman Herle un çorbası |