CAN YÜCEL'E...
gözlerinin içinde,
bambaşka bir mucize vardı.. yüzü; görenlerin ufuk penceresini aralıyordu... hayatını bir şarap mevsimiyle sonlayıp, cinayetine sebep olmanın anlamını çok önceden ,yaşıyor ve , biliyor gibiydi kaderinin... ve O; tüm soyutluğuyla; bindokuzyüz yirmialtıda doğdu, ve kaşlarının altında ki dünyada ölüp ölüp, sevenlerinin kalbinde dirildiği zaman, dudaklarında ki muamma, namuslu bir kız tablosu çiziyordu; bindokuzyüz doksandokuzda;Datça’da..... Onun tek erkeklik çeğiziydi bu... bir sevgili nasıl isterse, sonsuzluğun imzasını atmayı, öyle istemişti çeğizini harcamayı... ve dudaklarından henüz;dize dize çıkmamış o cevher dumanını ikibinli asra taşımayı...... O son verirken hayata, bana; yaşamayı öğütleyen şiirler bıraktı... izin ver; izin ver ki geleyim; o öğütler yağdırdığın zavallı ben; geleyim ...memleketimde ki kabristanına.... ellerini süremedim, toprağını bari yüzüme sürmek adına... Datça’da denize nazır dünya tabiatı yatağına.... ..... ben Datçalı’yım... evim; canların yücesi , Can Yücel’e; sadece iki adım.... 29.08.2006 19:58 |
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği"CAN YÜCEL
Son zamanlarda Can YÜCEL VE Küçük İskender e sardım yine...Geç gördüm ama iyi ki gördüm şiirini.Tebrikler.