S E N İ L A Ç S I N
Günden güne ilim ve fen alanındaki büyük gelişmelere rağmen, insan hayatına getirdiği konfor ve tıp’daki olağanüstü buluşları da göz önüne alınca; her geçen gün, daha iyiye ve ileriye, huzura ve mutluluğa.. doğru gideceğimize, daha geriye, mutsuzluk ve huzursuzluğa.. doğru gidiyor ve daha mutlu olacağımıza, daha kederli, üzüntülü ve sitresli bir hayata sürükleniyoruz...
Nedir, bizi bu kadar üzen ve strese sokan?.. Nedir, sahip olduğumuz bir çok nimetlere şükredip, mutlu olacağımıza; ihtiyacımız olan çok az şeylere çok üzülüp kahrolmamız, sinir, stres ve hafakanlar içinde yaşamamız?!! Neden, neden, neden?.. Mantıklı düşününce kalbimizi sızlatan bir gizli derdimizin, maddi sıkıntının ötesinde, bitmeyen bir üzüntümüzün ve kederimizin olduğunu hissederiz. Fakat bir türlü de, bu çok iyi bildiğimiz derdimizi ve kederimizi, tedavi edemeyiz. Çünkü bu derdin ilacını eczanelerde, doktorunu da hastanelerde bulamayız. Çünkü hiçbir zaman, ne böyle bir ilaç, ne de böyle bir doktor, hiç ama hiç, yaratılmadı. Bu dertlerimizin ve kederlerimizin tedavisinin.. bir tek istisnası vardır. Aradığımız ilaç da, doktor da biziz. Yani kendimiz... Yani, dertte bizde, doktor da ve derman da... Şimdi sıra geldi, tedaviye ve tedavinin ilacına!.. ---İLÂHİ— S E N - İ L A Ç S I N ŞİİR NO: 81 * 06-12-2008 Sen, ilaçsın, senin kendi nefsine, Farkına varıp ta, düşsen derdine; Kâinat dürülmüş, girmiş içine, Sen!.. Küçük değilsin, sensin halife; “Sen, ilaçsın” bütün kederlerine... Çoğu düşmüş, şehvetine.. zevkine, Çektiğimiz, elemlerin erkine; Fark edip de, çıkabilsek fevkine... Üstümüze durmaz yağar, sekine, “Sen, ilaçsın” senin tüm stresine... Gönül çıkmış, Dünya denen gurbete, Kim dayanır?.. Sıla denen, illete; Savrulursa.. elbet gider, zillete, Şeytan’a uydukça, düşer gıllete; “Sen, ilaçsın” sendeki tüm derdine... 06-02010 SAAT :08:10 Konak-İZMİR. Mürsel Münevveroğlu ([email protected]) |
Yüreğine emeğine sağlık usta
__________________________________Selamlar