Hatıralardan mahrumHatıralardan bihaber bir yanışın küllerine sokuluşu hayrla yâdın ’anışın’ yokoluşu yüreklerin eyvahları... Neyin hıncını aldılar? mesel, ufak-tefek değil büyük er vicdanının kaldıramayacağı ağır yük acının hissiyatında!. Ve, ahdin yolculuğunda düzde, yokuşta, inişte nasıl yağsın artık nasıl yağsın işte içlerinin yağmurları... Acısına mağlup bir güz gecesinde garip yazılacakların hecesinde muzdarip yandı yürekler yandı Ne biliyor, kime ne diyorlar? denilenler, denilmez düşmana bile kalb-i dokunuş ile ahde vefâ ahde vefâ Ahhh ah gizli-saklı her yandan acılar her yandan dertler hakarete maruz kalan mertler çocuk masumluğunda. Gümüşhanlı’yım ölçüldü-biçildi kınayanlar kınadı kati, kesin umudu yerlerde herkesin kabir sessizliğinde. Başbuğ Alparslan Türkeş Han’ın aziz hatıralarına saygılarımla... |