Sabrım Selametimi boğdu
aklımı musallat etmişim ölümden sonrasına
gözlerimi ruhumun pençesinde çırpınırken bıraktım uyku denen rahatlık bedenime ağırdı gelmesini beklemedim ölümü ben çağırdım gecenin hasmı bendim gündüzün çaresizi kalbimin atışlarında hep bir anlam arardım yeni cümleler peşinde bir ömre muktedirdim kim kendi kader kitabını dünyasına getirdi bir sual kurcaladı ömrümün safhası karıştı heybetinden sükutum çaldırdı bünyesini bir limandım fıtratım zahmetini aştı kendi ruhumu katlederken kudretimle savaştım yağmur gibi düşerdim toprağın suretine büründüm iliklerimde artık cennetin kokusu yok gözbebeklerimdeki ateşten alev aldım gizledim sarnıçlara kendi harına ahkam kesen bir rüzgar oldum, yol veren kırlangıçlara |