Yaslandığın Taş OlsunAdını söylemeğe varmıyor dilim Her hecesi ateş Her harfi kor dudaklarım da Yılları pişirdim içerimde Niceleriyle tanıştım Nicelerine sordum soruşturdum Senin için yazılan dizeler Sana yapılan besteleri unutum Unutum adını Şimdi söylemeğe varmıyor dilim Unutulmaya yüz tutan mazinin Bitti yerde mühürlendi kalbim Zamansı mekansız kısraklar gibi Uslanmadı bu deli gönül Karanfil kokan yanın Nasıl derbeder ettiğini Bir bilsen bir anlata bilsem... Keşke bir uyana bilsen Bin yıllık uykudan uyanır gibi Kabuslar biter rüyalar avare Her yer gün güneş olurdu Umut çiçeği açardı ellerinde Sarmaşıklar sarardı yüreğini Kör bıçak gibi kesmezdi etini Lakin şimdi Adını söylemeğe varmıyor dilim Artık eskisi gibi bakmıyor gözlerim Bir zamanlar Saçların ipek kaşların hilal Gözlerin dolun ay öyle bilirdim Hey deli gönül Ben bu kadar zulme layıkmıydım Artık Adını söylemeğe varmıyor dilim Soluk yüzümün gurbetisin sen Çılğın bir tay koşar mesafesiz Söylesene Nasıl aşılır pişmanlık dağları Yeniden çöl olup yanarmıyım Susuz sahralarda bulurmuyum Küflenen çürüyen çığlıklarımı Gözyaşı akıtırken güller üstüne Şimdi dilim varmıyor Dilim varmıyor adını söylemeğe Salim Erben |
Tebrikler...