UZAK ELDEN BİR DOST GİRDİ GÖNLÜME
[ italik Kaldığım Huzur evinde, odamda oturmuş kitap okurken görevli geldi, ziyaretçim olduğunu söyledi.
Dışarı çıktım, ana giriş kapısına doğru yöneldim, gelen ziyaretçi yıllardır gönül dostum, büyüğüm, köylüm, Hüseyin Gülseven’di. Yaz tatili için gittiği köyümüzden Ankara’ya bir gün önce geldiğini, yakında Almanya’ya gideceğini, gitmeden önce beni görmek amacıyla ziyaretime geldiğini söyledi sağ olsun. UZAK ELDEN BİR DOST GİRDİ GÖNLÜME Uzak elden bir dost girdi gönlüme Bizim el’den esen yel ile geldi Sanki ömür kattı garip ömrüme Baharda çağlayan sel ile geldi.. Göz göze gelince yaşardı gözü Doyumsuz, bilirim sohbeti, sözü Burnumda tütüyor baharı, yazı Sivr’alan köyünden gül ile geldi.. Gönül dostu halimizden biliyor Göz gözeyken o gül yüzü gülüyor Bütün sevgisini eşit bölüyor Dilde şeker, şerbet, bal ile geldi.. Gurbet ellerinde kavrulmuş, pişmiş Dünyanın malıyla bağını kesmiş Eşinin, dostunun derdine düşmüş Edebi, erkanı, yol ile geldi.. Hasan, yol erine olurum köle İnsan oğlu düşer hallerden, hale Erenler yoluna dön de bak hele Elinde asası, şal ile geldi.. Hasan Erkılıç Ankara SHE (Seşranbağları Huzurevi) |
Güzel bir sabah ve güzel bir gün, hayırlı cumalar
Eser güzeldi, her zaman ki tat ve deminde
Biz de okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasız
Sonsuzluğun sahibine emanet olasın, sağlıcakla kalasın