NEYDİ SANKİ SUÇLARI,AYIRDIN GARİPLERİ.!
Hep o dalda göz göze, bakışırdık sizinle
Sevmeye sevilmeye, örnektiniz kumru can Sevdanıza doyamaz, kıskanırdık yeminle Rab’bimizden bir lütuf, melektiniz kumru can.! * Neydi sanki suçları, ayırdın garipleri Bahçemizin belası, ecel miydin be doğan Dağıldı dört bir yana, o masumun tüyleri Yok artık ağaçlarda onlar gibi koklaşan.! * Yapayalnız o şimdi, kaybedeli eşini Bakışları umutsuz, duymaz olduk sesini Küsmüş sanki yaşama, yemiyor hiç yemini Ne olursun gitme kal, canımızsın kumru can.! * Günler oldu cismin yok, ağaçtaki tünekte Belli ki bu hasretten, için yandı senin de Celladına kur yaptın, gezinip de önünde Vuslatın tek çaresi, ölmek miydi kumru can? . Mahmut Mücahit Özdemir 24.07.2021 / Berlin . Şiirin Gerçek Hikayesi; Evimizin bahçeye bakan mutfak camına 20 metre uzaklıkta bir kestane ağacı var..O ağaçta hep aynı dala konan,güzellikleri hayranlık uyandıran, bir birlerine deli gibi aşık iki kumru kuşu vardı..Pencerenin önüne koyduğumuz yemlerle hem onları hem de bahçedeki serçeleri doyururduk..Biz de çoğu zaman onların koklaşmalarını,oynaşmalarını seyrederken keyifle yemeğimizi yer,muhabettlerini yapardık..Ama bu mutluluk o uğursuz güne kadarmış ne yazık ki;Bir gün evimizin o dar sokağına girer girmez bahçenin içinde bir çırpıntı sesiyle irkildim.Baktığımda ne yazıkki o acı sonla göz göze geldim..! Kumrulardan birinin son çırpınışlarıydı gördüklerim... İçimden doğanı parçalamak geçti ama olan olmuştu,geç kalmıştım.. Öylece dakikalarca dona kalmış,göz yaşalarımı tutamamıştım.!. Şiirim de elimden geldiğince olayın özetini işlemeye çalıştım..Şimdi eşi yine o dala gelir konar tek başına boynu bükük sessiz saatlerce tünekler ve uçar gider..! Ama son üç haftaya yakındır yem yemiyordu zaten, şimdi dala da konmuyor..Dilerim Allah’tan aynı akibet onun da başına da gelmiş olmasın..! İlgi ve alakanıza, duyarlılığınıza candan teşekkürler. |