EyvAllah..Yüregine saglik usta bu din tamamlandiktan sonra bu dini mubini kendi heveslerine göre yorumlayanlara karsi tabiiki mücadele etmek gerekir.Bu mücadelede Peygamber metoduyla yapilmali...Ne tavizkär ulema ve umera gibi, nede Peygambere hasa postaci gibi davranan, Sünnetleri yok sayan oryantalistlerin oyuncagi olmus yeni yetme alim düsmanlari gibi...Anayasamiz Kuran önderimiz hz Muhammed olmalidir..Ve Onlara hakkiyle uyanlar burnu kesik köle olsalar bile basimizin üzerine yerleri vardir.Belamlara karsida Hakki haykirmak boynumuzun borcu olmali...Rahmet ve Savas peygamberinin ümmetine taviz vermek yakismaz..Hz ebu bekir Namazi Zekattan ayiranla savasirim demis..Demek ki Hakkin yasalarindan taviz verildigi zaman kilic gösterilmesi gerekiyor...Zira zalimler merhametten anlayacak olsaydi Kital ayetleri kisas ayetleri inmezdi

Hidayet Allah'tandır.

Ebu Cehil, Hazreti Peygamberimiz tarafından “Bu ümmetin firavunudur” diye ifade edilmiştir. Zira Ebu Cehil, Bedir harbinde ölünceye kadar bütün hayatı boyunca Efendimiz'e (s.a.v.) ve arkadaşlarına eziyet etmiştir.

Ebu Cehil'in oğlu Hz. İkrime hakkında ise Hz. Peygamberimiz “Ondan çektiğimi babasından çekmedim” demiştir. Yani, İkrime babası Ebu cehil'den daha fazla Hz. Peygambere eziyet etmiş biridir.

Hz. Peygamber Mekke'nin fethinden sonra İkrime’nin kellesini bir kılıçla kopartmak yerine onu ikna etme görevini bizzat üstüne almıştır. İkrime, Yemen sahilinde, gemiye binmiş ve Afrika’ya geçmek üzereyken yakalanmıştır. İkrime'yi Mekke’ye döndürür. İkrime’nin içeri girmekte olduğu söylenince Peygamberimizin yanında oturan arkadaşlarını uyarır.

- Sakın babası aleyhinde konuşup, kendisini rencide etmeyin. Babasının yüzünden oğlunun hidayetine mâni mi olmak istiyorsunuz?

İkrime içeri girer. Hz. Muhammed kendisini kucaklayarak karşılar.

-“Süvari muhacir, hoş geldin”, der. Yanına oturtur.

Gördükleri, duydukları ve yaşadıkları karşısında şaşıran İkrime söz verir.

-“Ey Allah’ın Elçisi! Sen şahid ol bugüne kadar senin dinini engellemek yolunda harcadığım gayretin ve paranın en az iki katını sana hizmet etmek için harcayacağım.'' der

İkrime sözünde durur. Yıllar sonra, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Orta Doğu’nun Müslüman oluşuna yol açan Yermuk savaşında bir yudum su içemeden şehid olan üç mücahitten biri de Hazreti İkrime’dir. Vücudunda yetmiş küsur kılıç yarası sayarlar.

Dünya hayatı bir sınav. Rabbimiz her türlü günah işleyene karşı ne kadar sabırlı. Bir ismi de Es-Sabûr.

Son lafım da aynısı. Hidayet Allah'tandır.

Kur'ân, 'İnsanlara, güzel söz söyleyin' der (Bakara, 83). Buradaki hitap geneldir, herkesi içine alır, inanan, inanmayan da fark etmez.

Atalarımızda 'Güzel söz yılanı deliğinden çıkarır' demiş.

Yine ayette yer aldığı biçimiyle, 'Gönül alıcı sözler söyleyin ( Nisa, 8)' , 'Sözün doğrusunu söyleyin. (Ahzap, 70)'

Bu Kur'ân metodu sadece bir tespit ve tavsiye sanılmasın, Peygamberlerince de tatbik edilmiş bir örnektir.

Mısır kralı Firavun (II. Ramses) tanrılık iddiasında bulunur. Mısır halkını toplamış onlara seslenmişti: 'Ben sizin en yüce rabbinizim.' der (Bakınız Nâziât, 24). Bunun üzerine Yüce Allah, Hz. Musa ile Hz. Harun'a tebliğ görevi verir ve emreder:
'Firavun'a gidin. O iyice azdı. Ona YUMUŞAK SÖZsöyleyin, olur ki sizi dinler yahut Allah'tan korkar' diye uyarıda bulunur (Tâ Hâ, 44).

Yine Kuran'dan ve bu kez Peygamber Efendimiz için:

'Allah'ın bir rahmet eseridir ki, sen onlara YUMUŞAK davrandın. Eğer sen huysuz, katı kalpli birisi olsaydın muhakkak onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. (Âl-i İmran Sûresi, 159)'

Şiirdeki 'KILIÇ GİBİ KESKİN ' sözcüğü yerine 'BİR GÜL' denilmesi bana daha uygun olmaz mıydı diye tefekkür ederek Allah'a emanet olun. Zira; gülün güzel kokusu herkesi cezbeder, dikeni ise azıcık zarar verir.

Vesselam.