Al Gülüm
Yad ellerde durdun, hayli zamandır,
Her günüm ızdırap, her günüm zulüm. Hasretlik sancısı, öyle yamandır, Yeter şu sinemi, delme, al gülüm! Firak ekeceksen, gelme, kal gülüm! Belki ulaşırsın, çokça yürürsen, Yerimdir şehirde, en izbe bölüm. Saç-sakal karışmış, akça görürsen, Sırma zülüflerin, yolma, al gülüm! Yürek yakacaksan, gelme, kal gülüm! Eridim, sarardım, kaldım bir deri, Takatim azaldı, tutmuyor kolum. Bin yamalı kalbim, kanar mı geri? İstemem gönlümü, çelme, al gülüm! Bıçak sokacaksan, gelme, kal gülüm! Pencereme yağmur, dolu vuruyor, Dört mevsim bıkmadan, anıyor dilim. Camlara yazmıştım, hâlâ duruyor, Üç hece ismini, silme, al gülüm! Çabuk bıkacaksan, gelme, kal gülüm! Kiraz dudağından, naif söz aksın, Titretsin ruhumu, vız gelsin ölüm. Gözlerime dal ki, şimşekler çaksın, Zoraki, yapmacık, gülme, al gülüm! Donuk bakacaksan, gelme, kal gülüm! Onar viran olan, gönül köşkümü, Ahir ömrü bari, zehretme balım. Anla artık eşsiz, asil aşkımı, Sakin ha hafife, alma, al gülüm! Dudak bükeceksen, gelme, kal gülüm! Umut kesilir mi, çıkmayan candan? Diriltir yeniden, bir avuç külüm. Vuslata uçarız, şu Kırıkhan’dan, Mavi düşlerimi, bölme, al gülüm! Bırak yıkacaksan, gelme, kal gülüm! 16.11.2021 Muhittin Alaca |