ATAMI GÖRDÜM KOCATEPE'DEATAMI GÖRDÜM KOCATEPE’ DE Dr. Sadık Özen Bundan tam 13 yıl önce; 26 Ağustos 2008’de, ADD’ nin düzenlediği etkinlikle Zafer Bayramı kutlaması için Kocatepe’ye gittiğimizde yaşamıştım bu olayı. Tan ağarırken Kocatepe’de; Sabahın erken saatlerinde, Toplanmıştık Atamın heykeli önünde, Beklerken etkinliğin başlamasını Tamamen anıta odaklanmış Kendimden geçmiş, anıtla bütünleşmiştim. Günün ilk ışıklarıyla aydınlanan, Büyük Atatürk’ün Tunç rengini almış yüzü Bir anda beni büyülemiş, Bir hayal alemine sürüklemişti. Karşımdaki Anıt canlanmıştı sanki; O anın gerçek olmasını istemiş, Hayalim daha da güçlenmişti böylece, Gözlerimi anıttan ayıramıyordum. Atamız sırtını “Hıdırlık Tepesi”ne dönmüş, Başını Afyon ovasına çevirmişti. Dimdikti başı, keskindi bakışları.. Her zaman olduğu gibi.. Maviden laciverte dönüşen gözleri Çoook uzaklara bakıyordu. Bu bakışlar bulutları delecekti sanki… Tıpkı Büyük Şair Nazım’ın; “Kuvayı Milliye Destanı” nda yazdıkları misali; Gövdesi yay gibi gerilmiş, Sanki Kocatepe’den, Afyon Ovası’na atlayacak bir ceylan gibiydi… Yüreği, kor ateşle dolu mangal yürekliydi. O’nu her gören bunu anlardı. Belki de düşmanı denize dökeceği İzmir’i; “Ya istiklal ya ölüm” komutunu verdiği, Kocatepe’den görmekteydi. Yanan bir mum gibi erimiştim karşısında Atamın, Bir anda dilim tutuldu sandım. Her tarafım titriyor, Bir taraftan da büyük bir saygıyla O’na bakıyordum Özellikle O’nun gizem dolu gözlerine… Atamla bütünleşmiştim. Atam canlanmıştı birden. Yüzünü de bana çevirmişti. Sonra konuşmaya başladı ve şunları söyledi; “Biliyordum sahip çıkacağınızı emanetlerime”, Biliyordum sizlere güvenebileceğimi de. Beni doğruladınız, sizinle övünüyorum. Beni aldatmadınız. Sükutu hale de uğratmadınız. Verdiğiniz sözde durdunuz, Bunca yıldır yanımdasınız” dedi. On yıl sonra; 13 Kasım 2018 gecesi Yine Kocatepe’deydim. Sabaha karşı saat beş sularıydı. Şafak sökmek üzereydi. Yine Atatürk Anıtı’nın önündeydim. Bugün soysuzun biri Atamın Anıtı’na saldırmıştı. Hain Feto Paralel Devlet yapısı döneminde Sık sık oluyordu böyle ihanetler. Öç almaya çalışıyorlardı Atamızdan, Hilafeti ve Şeriatı geri getirmek isteyen din yobazları, Atatürk, Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı meczuplar... Bu alçaklıklardan çok etkilenmekteydim, Tarifsiz üzülmüştüm. Gözüme uyku girmemişti o gece boyunca, Sağıma soluma dönüp durmuştum, Sabaha doğru dalmışım. 26 Ağustos 2008’ de Kocatepe’deki gibi. Yine Atam karşımdaydı tüm heybetiyle. Hem bu kere tanımıştı beni. Oysa bu muhteşem kalabalık içinde; Ancak bir nokta olabilirdim ben. O, üstün dehasıyla fark etmişti beni. İşte bu bir mucizeydi. Aslında Atamızın yaptıkları her şey birer mucizeydi. Bir an O’ nunla göz göze geldik, Başını sallayarak bana gülümsedi; Ve “Çocuk, demek sen yine geldin” dedi. Arkasından da ekledi; "Biliyordum size güveneceğimi, İlkelerim ve emanetlerim için canınızı vereceğinizi. Damarlarında Türk kanı taşıyanlardan bu beklenir, Türklerin azim ve cesareti dünyayı titretir, Her Türk bir kahramanlık abidesidir, Söz konusu vatan olunca gerisi bir hiçtir." Atatürk, çocukları ölçüsüz severdi… Bu yüzden “Milli Egemenlik Bayramı” nı Çocuklara armağan etmişti. Bu dünyada bir ilkti. Kurduğu "Türkiye Cumhuriyetini" de "Türk Gençliği"ne emanet bırakmış, Onu koruma ve kollamalarını istemişti. Bakışları ve sözleri çok heyecanlandırmıştı beni. Birden fırlayıp ayağa kalkmıştım, Meğer yatağımdaymışım Ter içinde kalmıştım, tir tir titriyordum Ve yaralı bir kuş gibi çırpınıyordu kalbim. Duyduğum Atamız’ ın son sözleri olmuştu, Sonra birden kayboldu. Sanki kanatlanarak uçmuş gibiydi. Meğer gördüklerim bir rüya imiş. Özlem ve üzüntüm nedeniyle Atam rüyama girmiş... Gitmiş olmalıydı, doğruca, Ulusumuzun kalbinin attığı yere, Ulusumuzun Kutsalı Anıtkabir’e… Dünya halklarının elbirliğiyle seçtiği “Ölümsüzlüğe” Ve gömüldüğü milyarlarca insanın Vefa dolu kalplerine. Varsın tanımasınlar O’nu; Gericiler, yobazlar, vatan hainleri, nankörler; Tanımasalar ne yazar, tanısalar ne çıkar? Ancak yalanlar uydurup, iftira atar, heykelini taşlarlar. Ancak kin duyarlar, günahına girerler Ve hırslarından kendi kendilerini yerler Ama asla ismine gölge düşüremezler. Zira, ilkelerine ve emanetlerine sahip çıkan, Atasının yolundan giden, İzinden ayrılmayan, Daima arkasında olan, Verdiği sözde duran, O’nun uğruna canını vermeye her an hazır Benim gibi yüz milyonlar var… "14 Kasım 2018 / Antalya" NOT: Bu şiir 14 Şubat 2024 dünü güncelleştirilmiştir |
TÜYLERİM DİKEN DİKEN OKUDUM.
MEKANI CENNET OLSUN.
İYİ Kİ YAZDINIZ, İYİ Kİ VARSINIZ SAĞ OLUN HOCAM.
GÖSTERDİĞİ YOLDA SONSUZA KADAR YÜRÜYECEĞİZ.
ANT İÇTİK.
Selam ve saygılar hocam.