KALAKALIYORUM
KALAKALIYORUM
Sırılsıklam Körkütük Kara sevda mı desem Nedir bu dumanlı başım İzahı lügatta bulunmayan feryadım... Uzaklaşıyor hayalin gün batımında Güneş mi yoldaş sana sen mi güneşsin Işıldayan gökyüzü şahit Titriyor toprak Savruluyor yaprak Gidiyorsun... Yazılar uçuşuyor Sayfalarda Biçimsiz şekilsiz Simalar beliriyor Ufuk’ta Git gide kor oluyor gönlüm Su atsalar alev alacak... Sesler duyuyorum belli belirsiz Koşuyorum peşinden Uzadıkça uzuyor mesafeler Yetişemiyorum Susadıkça, sus’uyorum Geceler hiçliğe açılan kapı Gündüzler hayrete düşer yaşarım Ufuk’lar çizgide kayboluyorken Sana yanan gönlüm susar Şaşarım Gülüşün Maviyi meyleder durur Bakışın ömrüme nakşeder durur Hayalin gönlüme dem salar durur Sen olmayınca ben hep Eksik yaşarım Gözlerin düşüyor avuçlarıma Yüzüm soluk ıslanıyorum Damlalar bir bir yanaklarımda Iskalıyor ıskalıyorum Sen gidince ben hep KALAKALIYORUM... |